Cinsel Terapist ve Jinekolog Op. Dr. Süleyman Eserdağ'ın COSMOPOLİTAN Dergisi'nde 2011 yılı Mart Ayında "Vajinismus ve Tedavisi" hakkında yayınlanan yazısıdır.
Vajinismus belki de ülkemiz için en büyük cinsel sorun; her on kadının birinde görülüyor. Pek çok kadın 15-20 yıla kadar varan evliliklerine rağmen eşiyle cinsel ilişkiyi yaşayamamaktan ötürü halen “bakire” ve bu sorunlarını en yakınlarına dahi anlatamıyor.
Vajinismus, doğru tedavi merkezlerinde kesin ve kalıcı sonuca ulaşılan bir cinsel problemdir.
Vajinismus nedir?
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinanın alt üçte birindeki kasların kişinin kendi kontrolü dışında yani istemsiz olarak kasılması sonucunda ilişkinin gerçekleşememesi veya oldukça zor / ağrılı gerçekleşmesi ile karakterize edilebilecek bir cinsel işlev problemidir.
Cinsel ilişki sırasında refleks şekilde ve istemsiz olarak kas kasılmaları, şikâyetin derecesi ile de orantılı olarak vajina haricinde kalça, bel, karın, sırt ve hatta ayak parmaklarına kadar yaygın bir şekilde görülebilmektedir.
Aslında tüm bu kasılmaların sebebi “vücudun kendisini koruma” iç güdüsüdür. Bilinçaltına cinsel ilişki ile ilgili yerleşmiş bir takım korku ve kaygılar vardır; bunun sonucunda kişi kendisini kasmakta ve ilişkiye izin vermemektedir.
Eşini seven, çoğu kez severek ve isteyerek evlenen kadın, eşiyle sevişme sırasında da haz ve tatmin almakta; ancak ilişki birleşme boyutuna geçtiğinde aniden başlayan korku, heyecan, çarpıntı ve nefes nefese kalma gibi bulgular gösteren hasta adeta bir “panik atak” yaşamaktadır. Bu şekilde azalarak devam eden birleşme denemeleri zaman içinde yerini umutsuzluk ve karamsarlıklara bırakmakta, problem ise her geçen gün bir çığ gibi büyümeye devam etmektedir.
Vajinismus zaman içinde evli çiftlerin tüm hayatlarını da olumsuz yönde etkilemekte; kişilerin kendi öz güvenleri azalmakta ve hem ev hem de iş hayatlarında birbiri ile bağlantılı pek çok sıkıntılara ve büyüyen sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenlerdir ki, vajinismusu bir kadının bireysel sorunu olarak değil bir “çift problemi” olarak görmekteyiz.
Vajinismus belirtileri nelerdir?
Vajinismus yalnızca cinsel ilişkide istemsiz kasılma sorunu değildir.
Genital bölgeye yapılan her türlü girişim kişiler için sıkıntı vericidir.
Vajinismus belirtileri arasında:
• Partneri ile cinsel ilişkiden korkma ve hatta hiç denememe
• Cinsel birleşmenin ağrılı ve zor gerçekleşmesi (disparoni)
• Cinsel ilişkinin yarım olarak gerçekleşmesi (vajina içine penisin ancak bir kısmının girebilmesi)
• Vajina içerisine ped veya tampon yerleştirememe
• Vajina içine parmak sokamama
• Vajinal ultrasona girememe
• Jinekolojik muayenelerden korkma ve çekinme, masaya çıkamama
• Vajina içine tedavi amaçlı fitil türü ilaçlar sokamama gibi belirtilerdir.
Vajinismus aslında bir hastalık değil bir belirtidir ve içsel bir takım sıkıntıların dışsal yansıması olarak yorumlanmaktadır. Aslında vajinismus problemine sahip bayanların pek çoğunda başka korkular da görülmektedir. Tarafımızca yaptığımız çalışmalara göre bunlar; kan aldırmak, muayene olmak, diş tedavisi olmak, iğne, yükseklik, karanlık, yalnızlık, hastalık, ölüm, kedi, köpek gibi korkular olabilir.
Vajinismus problemine sahip bayanlar cinsel ilişki sırasında son derece ıstırap çekebilirler veya çoğu zaman da cinsel birleşme hiç mümkün olmayabilir. Yani, bir kişinin vajinismus tanısı alabilmesi için ilişki sırasında ağrının olması şartı yoktur. Aslında bu bayanlar eşleri ile sevişmelerinden zevk alabilir, hatta kendi başına veya eşinin uyarıları ile orgazm olabilirler.
Sorun cinsel birleşmenin gerçekleşememesidir. Ancak zaman içinde ilişki denemeleri azalmakta, umutsuzluklar ve sıkıntılar artmaktadır. Denemelerin azalması ile birlikte kişilerin cinsel ilişkiden aldığı zevk azalmakta ve isteksizlik ortaya çıkabilmektedir.
Tedavi olmayan çiftler ya kendilerini bu şekilde kabul ederek evliliklerine aseksüel şekilde devam etmekte veya evlilikler boşanma ile sonuçlanmaktadır.
Bu hastalığın Türkiye’de yaygın olduğunu biliyoruz. Bu hastalığın ortaya çıkışının nedenleri neler?
Vajinismus psikolojik ve organik nedenlere bağlı olarak gelişmektedir. Orantısal olarak %90’nında psikolojik kaygılar yer alırken, % 10’unda organik (psikolojik olmayan) nedenler bulunur.
Dolayısıyla, ağrılı cinsel ilişkinin nedeninin vajinismus mu ya da diğer nedenler mi olduğu -tedaviye başlamadan önce yapılacak jinekolojik muayene ile çok iyi tanımlanmalıdır. Böylelikle en uygun tedavi yaklaşımı seçilir.
Vajinismus bir “kaygı bozukluğu” olarak kabul edilmektedir. Kişinin kendisini koruması amacını güden vücudun bir savuma mekanizmasıdır aslında. Sorun ise kişinin bilinçaltında yatmaktadır.
Vajinismusa neden olarak geçmişte yaşanmış kötü cinsel tecrübe ya da bilinçaltına kazınmış anlamsız korkular olabilir.
Psikolojik nedenler arasında çocukluktan kalma korkular, aşırı katı bir toplum düzeni içinde yaşama, katı ahlak kuralları ve tabular, suçluluk, ayıp, günah gibi kavramların bilinçaltına yerleşmesi, cinsellik ve ilk cinsel deneyim konusunda yerleşmiş yanlış bilgi ve ön yargılar, bilinçaltında penisin vücuda girişine karşı bir korkunun olması gibi nedenler vardır.
Genç kızlara küçüklüklerinden beri öğretilen "kızlık zarının çok değerli ve mutlaka korunması gereken bir yapı olduğu" düşünceleri ile cinsellik hakkında verilen katı öğretiler bizim toplumumuzdaki kadınlarda vajinismus gelişimindeki en önemli sebeplerdendir.
Özellikle aileleri tarafından bilinçaltına küçük yaşlardan itibaren işlenen “apış aranı ört kızım, eteğini kapat, ayıp”, bisiklete binerken "sakın buranı çarpma, aman dikkat et”, “bacaklarını kapat”, “erkeklerden uzak dur, sana kötülük yaparlar” gibi daha çoğaltabileceğimiz pek çok negatif telkin ilerleyen yaşlarda cinsel sorunlara yol açan en önemli faktörlerdendir.
Ayrıca çocukluk döneminde yaşanan kötü tecrübe ve anılar da (taciz veya tecavüzler, ev içi şiddet, katı ebeveyn tutumları) de vajinismusa yol açabilir.
Özellikle Batılı ülkelerde vajinismusa en sık sebep olarak geçmişte yaşanmış bir takım cinsel tacizler, tecavüzler sayılsa da ülkemizde cinsellikle ilgili tabular, kültürel, ahlaki ve dini nedenler daha ön plandadır.
Daha önce hiç vajinismus problemi olmayanlarda doğum, düşük, kürtaj, hoyratça yapılan jinekolojik muayene gibi yaşanmış kötü tecrübeler sonucunda da vajinismus gelişebilir. (Sekonder vajinismus)
Çiftlerin cinsellikle ilgili bilgi eksiklikleri, ilk ilişki ile ilgili yanlış inanış ve önyargılar da beraberinde korku ve paniği getirerek vajinismusa yol açabilir. (Bilişsel eksiklik)
Bazen, önceden vajinismus problemi olup ancak tam olarak tedavi olmamış kişilerde nüksler de oluşabilir.
Daha önce de belirttiğim gibi vajinismus hastalarında çoğu zaman bilinçaltında cinselliğe ve cinsel ilişkiye yönelik kaygılar yatmaktadır ve PC kaslarının kasılması, kadını bu korktuğu durumdan koruyan bir savunma sistemi gibidir. Bilinçaltındaki abartılı korkuların yenilmesi, kadının ve erkeğin ruhsal anlamda rahatlatılması ve gevşetilmesi amaçlarıyla profesyonel destek sağlanmalıdır.
Pek çok kadında yukarıda saydığım nedenlerin hiç biri görünmeyebilir. Buna nedeni bilinmeyen veya belirlenemeyen vajinismus diyoruz.
Tarafımıza vajinismus tedavisi için başvuran hastalarıma ilk sorduğum sorulardan biri; “Daha önceden yaşadığınız ve sizde, işte bu yaşadığım olay bendeki bu problemime neden olmuş olabilir diye düşündüğünüz aklınıza gelen bir olay var mıdır?” olur. Çok yüksek bir oranda aldığım yanıt “hayır” olur. Çünkü unutmuş görünsek de yaşadığımız olaylar aslında bilinçaltımıza yerleşmekte, korku tohumları ve kaygılar orada depolanmakta, ancak problemin ortaya çıkması evlilik başlangıcındaki ilk geceye kadar ertelenmektedir.
Neyse ki, vajinismus sorununu çözmek için altta yatan neden veya nedenlerin tümünü bulmak şart değil. Önemli olan pelvik kas hafızasının yeniden oluşturulmasını sağlamak ve cinsellikle ilgili gereksiz korkuları yenmektir.
Organik Nedenler
Vajinismus’a neden olabilecek organik (fiziksel) nedenler ise;
► Vulvar Vestibulitis Sendrom
► Pelvik İnflamatuar Hastalık
► Bartholin absesi ve kisti
► Vajinal mantar enfeksiyonları
► Doğuştan gelen anatomik engeller: Kısa ve kör vajina, vajina duvarında perde, kalın ve geniş yapıda kızlık zarı bulunmaktadır.
Cinsel tedavilerde uzmanlaşmış bir jinekolog tarafından yapılan jinekolojik muayene sonrasında vajinismusa sebep olarak yukarıdaki organik nedenler saptanabilir. Bu durumda ilaç tedavileri veya basit cerrahi işlemler ile sorun halledilmektedir.
Elinizde Türkiye ile ilgili istatistikî veriler var mı? Size gelen hastalarda bu sorunla sık karşılaşıyor musunuz?
Vajinismus hastalarının pek çoğu sahip oldukları cinsel problemlerinin yalnızca kendilerine ait olduğunu düşünürler. Hâlbuki kendi çalışmalarımıza göre ülkemizde her 10 kişiden birisi vajinismus problemi ile karşı karşıya.
Vajinismus aslında toplumun tüm katmanlarında görülmektedir. İlginç bir şekilde 2003 yılından itibaren Tarafımıza başvuran ve tedavi olan yaklaşık 3500 vajinismus hastasının %85’i en az lise veya üniversite mezunudur.
Hastalarımızın içlerinde gördüğümüz en sık meslek grubu öğretmenlerdir. Bunu finans sektörü çalışanları, ev hanımları, sağlık çalışanları ve mühendisler izliyor. Kliniğimizde tedavi gören pek çok karı- koca doktor olan çift mevcuttur. Hatta ilginç bir şekilde jinekolog ve psikolog olan hastalarımız oldu.
Türkiye genelinde kliniğimize en çok; İstanbul, Konya, Samsun, Trabzon, Antalya, Van ve Antakya’dan vajinismus hastası gelirken, İngiltere, Almanya gibi Avrupa ülkeleri, Türkî Cumhuriyetler ve Orta Doğu’dan da kliniğimize başvuranlar olmaktadır. Tedavilerimizin çok kısa sürmesi ve kalıcı şekilde sonuca ulaşmamız hastalarımızın tercih sebepleridir.
Vajinismus hastalığının tedavisi nasıldır?
Öncelikle vajinismus doğru tedavi yaklaşımları ile %100 çözümlenebilen bir cinsel işlev bozukluğudur.
Jinekolojik değerlendirme sonrasında altta yatan neden anatomik bir engel ise basit cerrahi girişimlerle sorun çözülebilir. Ancak neden %90 olasılıkla psikolojik kökenlidir ve bu durumda cinsel terapi şarttır.
Vajinismus tedavilerinde dünyada en çok kullanılan yöntemler; davranışsal, bilişsel tedavi yaklaşımları, hipnoz tedavileri ve cerrahi girişimler işlemleridir.
Cinselliğin halen yanlış inanışlarla dolu olduğu ülkemizde bilişsel programlar erkek eşlere de uygulanmalıdır. Çünkü cinsel konuda erkeklerinde bilgisi yeterli düzeyde değildir. Bazen erkelerde görülen erken boşalma ve sertleşme problemlerinde ürolojik değerlendirme istenebilir.
Tedavilerde başarıyı etkilen faktörler nelerdir?
Cinsel işlev problemlerinde terapiste ve uygulanan tedaviye “güven” en önemli unsurdur. Tedavilerde başarı şansını artıran diğer önemli faktörler ise; seanslar sırasında verilen ev ödevlerinin hiç aksatılmadan uygulaması, kişinin kararlı, azimli, sabırlı olması, sonuna kadar kendilerine ve tedaviye inançlarını yitirmemeleridir. Ayrıca eşlerinin de tedaviye katılmaları ve destek vermeleri son derece önemlidir.
Sizin geliştirdiğiniz yöntemde 4 seansta davranışsal terapi ve cinsel terapi veriliyor. Bu tedavi yöntemini ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz?
Bize başvuran hastalarımız ile öncelikle bir jinekolojik değerlendirme ve görüşme yapılır. Bu ilk görüşme duruma göre ortalama olarak 60-75 dakika arasında sürer. Görüşmelerde kişilerin tıbbi öyküleri alınarak durumları değerlendirilirken vajinismus ve cinsellikle ile ilgili genel bilgiler verilir.
Jinekolojik değerlendirme yalnızca 30 saniye süren, son derece ağrısız ve kolay bir incelemeden ibarettir. Pek çok hasta muayene masasına çıkmaktan önce çekinse de içindeki sıkıntıları zamanla atarak alışmaktadır.
Kliniğimizde vajinismus hastalarımızın tedavilerinde sistematik duyarsızlaştırma tekniği ile bilişsel, davranışsal terapiler uygulanır. Gerekli durumlarda hipnoterapiler ile tedavi süreci hızlandırılabilir.
Vajinismus tedavileri standart şekilde olmayıp tamamen kişiye yönelik özel bir takım protokollerden ibarettir. Bu şekilde de tedavi süreleri oldukça kısalır. Tedavi sonrası sonuçlarımız kalıcıdır.
Kliniğimizde tedavi gören hastalarımızın "parmak egzersizleri" ile çalışmaları yoktur. Nitekim parmak egzersizleri pek çok hasta için oldukça zor, sıkıcı ve itici gelmektedir. Çok daha basit ve kolay uygulanabilir “hasta-dostu” tedavi yöntemlerini tercih etmekteyiz.
Son derece kolay, ağrısız, kısa ve yoğunlaştırılmış bir tedavi süreci ile hastaların %95’i ilk 4 gün içinde eşiyle cinsel ilişkiye girebilmektedir. İleri derecede vajinismusu olan hastalarımızın tedavi süreleri bile 7 günü aşmaz. Yoğunlaştırılmış bir tedavi programı ile genelde 2 ile 5 seans arasında sonuç alınırken, bu süreç ortalama 4.2 gündür. (Mayıs 2010 TJOD kongresinde sözel sunumu yapılmıştır)
Tarafımızca yapılan vajinismus terapilerinde tedavi, “hasta odaklı” yani kişiye özel şekilde gerçekleşir. Çünkü cinsel sorunlarda uygulanan cinsel terapiler mutlaka hem hastanın durumuna hem de problemin derecesine uygun şekilde özelleştirilmelidir.
Tedavideki başarı faktörleri hastaların kendilerine, tedaviye ve merkeze güvenmeleri, sabırlı olmaları ve verilen ev ödevlerini uygun şekilde yapmalarıdır.
Eş dayanışması da tedavi için son derece önemlidir. Maalesef pek çok eş sabırlı ve anlayışlı olsa da sorunu kabul etmekte zorluk yaşar, görmezden gelir ya da bunun için tedaviye gerek olmadığını düşünür. Bu şekilde sorun bir çığ gibi büyür.
Vajinismus tedavisi kesin olarak mümkün ve kolay olan bir cinsel işlev bozukluğudur, ama profesyonel yardım almadan kişinin kendi kendine tedavi edebileceği bir hastalık da değildir.
Bazı vajinismus hastalarının eşleri “bu sorun sende bitiyor, bunu ancak sen aşabilirsin, başka kimse sana yardım edemez” gibi söylemleri maalesef yangına körükle gitmekten başka bir şey değildir. Bunun yerine bir an önce sorunu kabul etmek ve vajinismusun üstesinden gelmek için harekete geçmek en doğru davranış şekli olacaktır.
Vajinismus egzersizleri nelerdir, nasıl yapılır? Kegel egzersizlerini anlatabilir misiniz?
Vajinismus hastaları kendi kendilerine evde bir takım egzersizler yaparak çözüm yollarını arayabilirler.
Vajinismus egzersizleri arasında en çok önerdiğimiz uygulamalar:
• Parmak egzersizi
• Çubuk (vajinal dilatör) egzersizleri
• Kegel egzersizleri
• Ayna egzersizleri
• Genital bölge masajı sayılabilir.
Kegel egzersizleri nedir?
Pelvik taban kaslarını çalıştırmaya ve güçlendirmeye yönelik egzersizlere “kegel egzersizleri” adı verilir.
Kegel egzersizleri ilk defa 1948 yılında Dr. Arnold Kegel tarafından tanımlandığı için bu adı almıştır.
Kegel eksersizlerindeki amaç pelvis tabanındaki “sıkıp bırakma” şeklindeki eksersizlerle vajinal kasları güçlendirmektir. Pek çok hasta, vajinal kaslarını çalıştırmayı öğrenirken ilk etapta tecrübesizliklerinden ötürü yanlışlıkla uyluk, kalça, bel gibi kaslarını sıkıp bırakmakta ve hareketi doğru bir şekilde yapamamaktadır.
Vajinal kasları çalıştırmayı öğrenmenin doğru ve çok kolay bir yolu vardır:
“Küçük tuvaletiniz geldiğinde tuvalete oturun ve idrarınızı yaparken 3-4 kez idrarınızı tutup bırakın. İşte siz idrarınızı tutup bırakırken kasıp gevşettiğiniz kaslarınız pelvik taban kaslarınızdır. Yani idrarınızı tutarken PC (Pubokoksigeus) kaslarınızı kasmakta, yaparken gevşetmektesiniz. Bu işlemi tuvaletten çıkmadan önce idrarınız bittikten hemen sonra yapmanız hareketi tam olarak belleğinize yerleştirmenize yarayacaktır. Daha sonrasında da bu egzersizi idrarınız yok iken (gün içinde) yapın. Özetle gün içinde sabah ve akşam 20’şer kez vajina kasınızı 2 saniye kasın, 3 saniye gevşetin”.
Kegel egzersizi kişilerin vajinal kaslarına hakim olmasını, tanımasını ve güçlendirmesini öğretmektedir. Bu egzersizler kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm olamama ve idrar kaçırma problemlerinde de sık olarak önerilen uygulamalardır.
Vajinismus soruna karşı Botulinum toksini enjeksiyonu bir çözüm mü? Nasıl etkiliyor?
Botulinum toksini, "Clostridium botulinum" isimli bir bakteriden elde edilen protein yapısında bir toksin olup insanda kasları geçici olarak felç etmektedir. İşte bu zehrin kasları felç etme etkisinden tıp alanında yararlanma yoluna gidilmiştir. Bu nedenle çok düşük dozlarda şaşılık gibi göz hastalıkları ve spastik özür gibi nörolojik hastalıklarının tedavisinde botulinum toksin uygulamaları yapılır.
Vajinismus hastalığı tedavisinde botulinum toksin uygulaması vajinal kasların felç edilerek kasılmalarının engellenmesi amacıyla düşünülmüş ve yurtdışında birkaç merkezde uygulanmıştır.
Hem vajinismusun psikolojik yönünün yalnızca kas kasılmalarından çok daha ötesinde olması (%90 psikolojik) hem de botulinum toksininin 3-4 ay sonra etkinliğinin sona ermesi bu tedavi yönteminin dezavantajlarıdır. Ancak uygun hasta grubunda yapılmasını önermekteyiz.
Vajinismus doğru tedavi merkezlerinde ve bireysel cinsel terapilerle %100 çözümlenebilen bir cinsel işlev problemidir.
Ayrıntılı bilgiler için www.VajinismusMerkezi.com web sitesini ziyaret edebilir veya 0(850) 303 2000 numaralı vajinismus bilgi hattından ayrıntılı bilgiler alabilirsiniz.
VAJİNİSMUS SORUNU YAŞAMIŞ OLAN İKİ HASTAMIZIN ÖYKÜSÜ
T. A (29 yaşında, öğretmen)
Tutucu ve kapalı bir şehirde büyüdüm. Babamın beni “ayıp eteğini ört, etrafına bakma, erkeklerden uzak dur” gibi uyarılarını hatırlıyorum.
Cinsellik benim için adeta bir tabuydu. Üniversite kampüsünde tanışıp, evlendiğim eşimle her konuda anlaşmamıza rağmen yatak odası benim için adeta bir kâbustu.
Kendimi kasmaktan, eşimi itmekten kendimi alamıyordum. Eşim çok anlayışlı birisi. Nasıl olsa benim bir gün kendimi rahat bırakacağımı düşünüyordu. Bu şekilde 4 yıl geçmesine rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik.
Çocuk istemi ve etraf baskısı her geçen gün artarak devam ediyordu. Umutsuzluğa kapıldık. Hatta bir dönem cinsel sorunumuzu aşamayacağımız düşüncesiyle aşılama bile yaptırdık, ama o da tutmadı. Aynı dertten muzdarip bir arkadaşımın tavsiyesi ile bulduğum bir merkez sayesinde üç seans sonrasında mutlu sona ulaştım... Şu anda da sekiz aylık bir kızım var. Keşke tedaviyi bu kadar ertelemeseydik diye düşünüyorum…
A.F (35 yaşında, Mali Müşavir)
Eşim ve ben çok yoğun çalışan insanlarız. Sekiz yıllık mutlu bir evliliğimiz var. Eşimle her konuda anlaşabiliyoruz, bir tek cinsellik hariç. Zaman içinde kendimi güvensiz ve yetersiz hissetmeye başlamıştım.
Tedaviyi sürekli erteledik ve kendimizin yeneceğimizi düşündük. Aslında evliliğimizin ilk yıllarında cinsel ilişkinin tam olarak gerçekleşememesi bizi rahatsız etmiyordu.
Severek evlenmiştik ve birbirimize olan sevgimiz her zaman devam ediyordu. Ancak zamanla bunun ciddi bir sorun olduğunu ve tüm hayatımızı olumsuz etkilediğini fark ettim. İş yerinde ve sosyal ortamlardaki gerginliğim artmaktaydı, yaşım da ilerlemekteydi. Benimle aynı zamanda evlenen pek çok arkadaşımın çocukları olmuştu.
Ani bir kararla doktorumun önerdiği bir merkezde tedaviye başladım. Eşim iş yoğunluğundan dolayı tedavilere katılamadı. Ancak dört gün gibi kısa bir süre sonunda korkularım, tüm kasılmalarım sona erdi. Problemimi tahminimden çok daha kolay bir şekilde aştım. Artık yalnız değilim. Beş aylık hamileyim!...
Copyright 2004 - 2023, www.jinekolognet.com