Myom Nedir?
Farklı sebeplerden ötürü jinekolog kontrollerine giden pek çok kadında "rahimde ur çıktığını" duymuşsunuzdur.
Halk arasında ur, tümör veya rahimde ur olarak adlandırılan bu durum aslında "myom"dur. Söylenmesinin zorluğundan mı nedir myom kelimesi halk arasında ; miyon, miyom, müyon, müyom, muyom, myon gibi şekillerde de yanlış olarak telaffuz edilmektedir.
Myom Terminolojisi
Tıbbi literatürde "fibroid, uterin fibroid, leiomyoma, myoma uteri" gibi isimler verilen myomlar, içlerinde düz kas ve bağ dokusu içeren iyi huylu (kanser olmayan) kitlelerdir.
Rahim duvarının pek çok myomlar tarafından patates çuvalı gibi büyümesi durumuna "Uterin myomatosis", rahmi toplu olarak büyüten myoma "Kugel myom" adı verilir.
Bazı durumlarda ise rahim içinden köken alan saplı myom vajina içine kadar uzanabilir; bu myoma da "vajene doğmuş myom" adı verilmektedir.
Büyüklükleri toplu iğne başından karpuz büyüklüğüne kadar değişkenlik gösterir. Myoma uteri, kadın pelvisinde en sık görülen tümördür.
Myomun kansere dönüşmesi olasılığı çok çok azdır !
Evet.. Myomların iyi yanı hemen her zaman iyi huylu olması ve kansere dönme olasılığının ihmal edilebilecek kadar düşük olmasıdır. Hastaların %75'i kendisinde myom olduğundan dahi habersizdir.
Kötü yanı ise her 4 kadından birinde ortaya çıkmasıdır (% 25 görülme sıklığı). Büyüklüklerinin çok değişken olması nedeni ile bu oranın aslında gerçeği yansıtmadığı, dikkatli bir inceleme yapılacak olursa myom görülme sıklığının % 80' den daha fazla bulunacağı ileri sürülmektedir.
Tek bir tane olabileceği gibi sayılamayacak kadar çok da olabilir.
Her bir miyom kitlesine "miyom nüvesi" adı verilir. Genelde birden fazla sayıda olma eğilimindedir.
Miyomlar sıklıkla 30-40 yaşlar arasında ortaya çıkar ve hormon tedavisi almayanlarda menopoz sonrası küçülür. Ergenlik öncesi görülmesi ise son derece nadirdir.
Miyomlar genelde birden fazla sayıdadır. Bazen ise tek bir myom nüvesi belirgin derecede büyüyebilir ve çok büyük boyutlara ulaşabilir. Bu gibi hastalarda da büyük olasılıkla bir kaç milimetrelik bile olsa başka myom nüveleri de mevcuttur.
Miyomlar rahimde büyümeye neden olurlar. Myomlu bir rahmin büyüklüğü ifade edilirken gebelik cesameti tanımı kullanılır. Gebelik sırasında hangi haftada rahimin ne kadar büyüdüğü bilindiği için myomlu bir rahimin muayenesinde de bu bilgiden yararlanılır ve rahim büyüklüğü örneğin 6 haftalık ya da 8 haftalık gebelik cesametinde şeklinde tanımlanır.
Rahim (Uterus) Anatomisi
Uterusun (rahim) kalın duvarı üç tabakadan oluşur. Bunlardan en içte olanı "endometrium" adını alır, adet siklusu boyunca değişimler gösterir ve eğer gebelik olmaz ise dökülerek adet kanaması ile birlikte atılır.
Ortadaki kas tabakasına "myometrium" denir. Uterusun en kalın tabakasıdır ve istemsiz çalışan düz kaslardan oluşur. Bu kaslar adet kanaması esnasında rahim içinde biriken kanı, doğum esnasında ise bebek ve plasentayı rahim dışına atmak için kasılır.
Uterusu dışarıdan çevreleyen zar tabakasına ise "seroza" ismi verilir. Bu tabaka rahmi diğer organlardan ayırır ve yerinde tutunabilmesi için destek bağları oluşturur.
Gebe olmayan bir kadının rahminin büyüklüğü kişinin yaşı ve geçirmiş olduğu gebelik sayısına göre değişkenlik gösterir. Ortalama ağırlığı 50-80 gram arasındadır. 9. ayını doldurmuş bir gebede ise ağırlığı yaklaşık 20 kat artarak 1000 grama kadar çıkar. Doğumdan yaklaşık 6 hafta sonra ise eski konumuna döner.
Vücudumuzda başka hiçbir organımız bu kadar büyüyüp, sonra da kendiliğinden küçülme yeteneğine sahip değildir!..
Genital anatomi ile ilgili bilgiler için tıklayınız >>>
Miyomlar Nasıl Oluşur?
Myomlar rahmin "myometrium" tabakasını oluşturan düz kaslardan köken alan iyi huylu tümörlerdir.
Sadece kas hücresi içermezler. Aslında myom daha gerçekçi bir tanımla bağ dokusu tarafından bir arada tutulan düz kas hücreleridir.
Birinci derece yakınlarında myom olan kişilerde ve siyah ırkta, myom görülme sıklığı daha fazladır.
Miyomların Nedenleri Nelerdir?
En sık görülen pelvik kitle olmasına rağmen hiç kimse myomların neden ve nasıl ortaya çıktığına açıklayamamıştır. Bazı kadınlarda hiç görülmez iken bazı kadınlarda sürekli yeni myomların çıkma nedeni de belirsizdir.
Nedenleri tam olarak bilinmese de pek çok hekim bu kitlelerin kadınlık hormonu olan östrojen etkisi ile geliştiğine inanırken azımsanamayacak sayıda başka bir grupta östrojen ile ilgili olmadığını düşünmektedir.
Myom ve östrojen hakkında bilinen gerçekleri şöyle sıralayabiliriz:
Myomlar yüksek düzeyde östrojen bulunduran kadınlarda gelişse de laboratuar bulguları myomu olan kadınların bir çoğunda östrojen düzeylerinin normal olduğunu göstermektedir. Bu nedenle myom gelişiminde büyük olasılıkla östrojen tek sorumlu değildir.
Bazı yazarlar, östrojen düzeylerinin çok yükseldiği gebelik esnasında bu kitlelerin büyümesini bu hormona değil, gebelikteki rahme giden kan akımının büyük oranda artması sonucuna bağlanmaktadırlar.
Bazı çalışmacılar da diğer bir kadınlık hormonu olan progesteron'un da myom gelişiminde rolü olduğunu ileri sürmektedirler. Yapılan bazı klinik deneylerden elde edilen sonuçlar progesteron ile tedavi edilmiş kadınlardan çıkartılan myomlarda daha fazla sayıda hücre bulunduğunu ve bazı hastalarda progesteronu bloke eden ilaçlar kullanıldığında myomların küçüldüğünü göstermektedir. Bu bulgulara rağmen myom ile progesteron arasındaki ilişki açık değildir.
MYOM TÜRLERİ
Myomlar bulundukları bölgeye (lokalizasyonlarına) bağlı olarak değişik türde şikayetler yaratırlar. Bu nedenle de rahimde yerleştikleri yerlere göre sınıflandırılırlar.
Submuköz Myom
Hemen rahim içini döşeyen "endometrium" tabakasının altında yerleşmiştir.
Büyüdükçe endometriumu içeri doğru iter. Bu itilme adet düzensizliklerine neden olabilir.
Bir süre sonra myom rahim boşluğuna doğru büyümeye başlar ve orijinal yerine ince bir sap ile bağlı kalır. Büyümeye ya da sarkmaya devam eder ise rahimden dışarıya hatta vajinadan vücut dışına sarkabilir ("vajene doğmuş myom").
Myom hareket ettikçe sapının etrafında dönebilir ve adet aralarında kanamaya neden olabilir. Bu tür myomlarda enfeksiyon da ortaya çıkabilir.
Submüköz myomlar nadir görülmesine rağmen kadınlarda hem sık olarak adet düzensizlikleri ve aşırı kanamalara hem de rahim içine yuvalanacak olan gebelik ürününe engel olarak kısırlık ve düşük yapma problemlerine yol açacağından dolayı cerrahi olarak çıkartılması gereken myom türleridir.
Submüköz myom ameliyatları, genelde alttan (vajinal yoldan) girilerek histeroskopi adı verilen bir cihaz ve kamera sistemi yardımıyla rahim içinin görüntülenerek myom sapının kesilerek çıkartılması yoluyla yapılmaktadır.
İntramural Myom
Rahmi oluşturan kas tabakasının (duvarın) içinde yer alan myomlardır. Myom nüvesi büyüdükçe rahim de büyür.
Subseröz Myom
Rahmin dış yüzünden köken alan ve dışarı doğru büyüyen myomlardır. Genelde kanama, kasık ağrısı gibi problemler yaratmaz.
Saplı Myom
Herhangi bir subseröz ya da submüköz myom büyümeye devam edip de rahim ile bağlantısı sadece ince bir bağ ile sağlanır ise bu durumda saplı myomdan söz edilir.
Eğer myom kendi etrafında dönerse sapı yani dolayısı ile kan bağlantısı da bozulur ve myom nüvesinde "dejenerasyon" meydana gelir. Eğer myomun sapı geniş bir tabana oturmuş ise buna "sessile tipte myom" adı verilir
İnterligamentöz Myom
Rahmi yerinde tutan ve "ligaman" adı verilen bağların arasında gelişen tümörlerdir. Bunların cerrahi ile çıkartılması son derece güçtür.
Paraziter Myom
Büyüyen myom nüvesi başka bir organa yanaşıp buna yapışırsa bir süre sonra rahim ile arasındaki bağlantı kopabilir ve myom yeni bağlandığı dokudan beslenmeye başlayabilir. Bu durumda parazitik myomdan söz edilir.
Gerçekçi olmak gerekirse myomların hemen hepsi aslında birden fazla anatomik lokalizasyonda bulunur. Örneğin myomun büyük bir kısmı intramural olmasına rağmen submüköz veya subseröz komponenti de olabilir. Bu durumun istisnası saplı subseröz myomlardır.
Gebelik ve Myom
Gebelik sırasında rahmin büyümesi ile myomlar da genellikle hacim olarak büyürler. Müyonların bu büyümelerinde müyon dokusunda meydana gelen ödem, konjestiyon (kanlanma artışı) ve myomun dejenere olarak içine kanaması da etkilidir.
Myomlu gebelerde hamilelik sırasında şiddetli kasık ağrıları ve uterusta hassasiyet ortaya çıkarsa gebeye yatak istirahati ve analjezik (ağrı kesiciler) verilerek tedavi edilir. Bu durumda cerrahi tedavi genellikle düşünülmez; çünkü gebede myomektomi (myomun alınması) ameliyatı aşırı kanamaya yol açabilir.
Myomu olan hamilelerin pek çoğunda hamilelik süresince hiç bir problem çıkmayacağı gibi bazı durumlarda; abortus (düşük yapma), erken doğum (preterm eylem), ıntrauterin fetal ölüm (rahim içindeki bebeğin kaybı), erken membran rüptürü (suyun erken gelmesi), prezentasyon anomalileri (rahim içi bebeğin duruş problemler) ve olası sezeryan ameliyatı riskleri daha sık görülmektedir.
Myomu olan kadınlarda obstetrik bir engel yoksa normal doğum tercih edilebileceği gibi rahim kanalını kapatan büyük myomlu gebelerde sezeryan operasyonu da yapılabilir. Sezeryen ameliyatı sırasında myomların alınması ise kanama riskinden dolayı pek tercih edilmemektedir.
Daha önce myomektomi yapılmış gebelerde ise rahmin yırtılma (ruptür) tehlikesine karşın sezeryen ameliyatları tercih sebebidir.
Myomda Tanı Nasıl Konur?
Jinekolojik muayene esnasında en sık fark edilen tümörler myomlardır.
Başka bir nedenle karın boşluğunun açıldığı ameliyatlar sırasında da kolaylıkla fark edilebilirler.
Pek çok myom ise başka bir nedenden dolayı yapılan muayene esnasında şans eseri fark edilir veya daha sık rastlanılan şekilde hiçbir zaman farkına varılmayabilir.
Son 25 yıldır yaygın şekilde kullanılan ultrasonografi myomlardaki en önemli tanı aracıdır. Yumurtalıklara yakın bulunan myom nüveleri over tümörleri ile karıştırılabilir.
Myomların ayırıcı tanısında normal gebelik, yumurtalık bölgesinde kitle, adenomyozis, uterusa ait şekil bozuklukları, komşu organ tümörleri ve vajinal kanamaya yol açan diğer durumlar göz önünde tutulmalıdır.
Myom Ne Tür Şikayetler Yaratabilir?
Myomların çoğu belirti vermemesine rağmen % 25 vakada bazı şikayetler yaratır. Bunlardan en sık görülenleri aşırı ve anormal vajinal kanamalar, ağrı ve karın şişliğidir.
1. Adet Düzensizliği
Myomlu kadınların yaklaşık %30'unda adet kanamaları normalden fazla olur. Fazla kanamaya yol açan submüköz ve intramural tipteki myomlardır.
Kitle büyüdükçe endometrium dokusunu iter ve dolayısı ile bu dokunun yüzölçümü artar. Kanamaya müsait alan fazlalaştığı için kanamanın miktarı da artar. İlk başlangıçta kanamanın süresi değişmez iken sadece kaybedilen kanın miktarı fazlalaşır. Daha sonra yavaş yavaş süre de uzamaya başlar. Bu fazla kanamalar bir süre sonra kansızlığa yani "anemi"ye neden olur.
Bazı myom türleri ise kanama fazlalığı ile birlikte ara kanamalara da yol açabilir. Miyomlu hastaları doktora gitmeye mecbur eden en önemli bulgu bu kanama bozukluklarıdır.
Myom ile birlikte kanamalar o kadar fazla olabilir ki kişi neredeyse saatte bir ped değiştirmek zorunda kalabilir. Bu tür kanamalar yaşayan bir kadın normal günlük aktivitelerinde bulunmak istemeyebilir, işe gitmekten kaçınabilir ve sosyal korkular gelişebilir. Yani myom kadının sosyal hayatını da etkileyebilen bir hastalıktır.
Myomda kanamanın olası nedenleri
2. Kasık ağrıları (Pelvik ağrılar)
Myomda ağrı nadir görülen bir belirtidir. Genelde adet kanaması sırasında kramp tarzında olur.
Uzun yıllar boyunca adet kanamaları ağrısız olan kadında birden bire ağrıların olması teşhiste myomu akla getirmelidir.
Sancılı adet görenlerde ise ağrının şiddetinin artması ya da şeklinin değişmesi düşündürücüdür.
Deneysel çalışmalar myomlarla birlikte görülen ağrıların mekanizmasının doğum sancılarına benzediğini düşündürmektedir.
Myon çekirdeği sanki yabancı bir cisimmiş gibi davranır ve rahim bu yabancı cismi atmak için kasılır. Kişi bu kasılmaları ağrı olarak algılar.
İleri derecede büyümüş bir myom etrafındaki dokulara ve sinirlere baskı yaparak da ağrıya yol açabilir. Burada daha çok bel ağrısı tarzında yakınmalar görülür.
Dejenere olan ya da etrafında dönerek kanlanması bozulan myom ani ve bıçak saplanır tarzda ağrıya yol açar.
Zaman zaman ise adet kanamalarından bağımsız ağrılar olabilir ancak bu son derece nadirdir.
Kasık ağrıları (pelvik ağrılar) ile ilgili detaylı bilgiler için tıklayınız >>>
3. Karında şişlik
Myom büyüdükçe diğer organları iter ve bu da her türlü rahatsızlığa neden olabilir.
Mesaneye bası yaparsa sık idrara çıkma, rektuma (barsağın en son kısmı) bası yaparsa kabızlığa yol açabilir.
Nadiren çok fazla büyüyen myom idrar yollarında tıkanma ve idrar yapmada güçlük problemi yaratabilir. Yine barsaklardaki basıya bağlı olarak gaz problemi görülebilir.
4. Kısırlık (İnfertilite) ve gebelik problemleri
Myomlar kadının gebe kalmasını ya da gebe kaldıktan sonra rahmin gebeliği taşımasını zorlaştırabilirler. Tüpleri iterek spermin ve yumurtanın geçişini güçleştirebilir ya da endometrium düzenini bozarak döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesini engelleyebilir.
Müyom büyümeye devam ettikçe üzerindeki endometrium tabakası gerilir ve kanlanması bozulur. Bu durumda hamilelik ürününün rahimde yerleşse bile yeterli derecede kanlanması mümkün olmaz ve düşükle sonuçlanabilir.
Bütün bu engelleri aşıp büyümeye başlayan bir hamilelik ürünü bekleyen diğer bir dezavantaj da myom nedeni ile bebeğe yeteri kadar büyüyecek yer kalmamasıdır. Bu durumda ise gebeliği bekleyen en olası son düşük veya erken doğumlardır.
Müyom ile hamileliğin bir arada bulunduğu durumlarda bir diğer sorun da myom nedeni ile doğum esnasında rahmin yeteri kadar kasılamamasıdır. Bebek doğum kanalına uygun şekilde giremez ve bu tür hastalarda büyük olasılıkla sezaryen gerekir. Doğum kanalını tıkayan myom varlığında ise sezaryen tek doğum şeklidir.
Doğumdan sonra ise rahim kasılmalarının etkisiz olması nedeni ile fazla miktarda kanama görülebilir.
Müyomlar genel olarak hem hamile kalmak hem de hamileliğin devamı ve doğum için sorun oluşturmazlar. Ancak eğer bir sorun meydana gelir ise bu ciddi bir sorun olacaktır.
Müyomun kısırlığa yol açtığından söz edebilmek için kısırlığı açıklayacak başka hiçbir sebep olmaması gerekir. Yani infertilite (kısırlık) araştırmasında yapılan bütün tetkikler myomlu infertil hastalarda da yapılmalıdır.
Özellikle 4-5 cm'den büyük myomlu hastalarda uygulanacak kısırlık (infertilite) veya tüp bebek tedavilerinden önce myomektomi operasyonları gebelik şansını arttırmaktadır.
MYOMLARIN KOMPLİKASYONLARI
Çoğu myom belirti vermemesine
rağmen bazı komplikasyonların
varlığında özellikle ağrı ve kanama
bulguları artar.
Myomların komplikasyonları yani yol açabileceği istenmeyen etkileri
şunlardır:
Torsiyon (Dönme)
Myomun sapı etrafında dönmesi ve sapının sıkışarak kanlanmasının bozulmasına "myom tosiyonu (dönme)" adı verilir.
Bu durumda önce myomdan dışarıya sıvı kaçışı olur ve bu ağrıya neden olur. Eğer olay uzarsa myom sapından koparak batın boşluğuna düşebilir ve burada kendisine beslenecek uygun bir ortam bularak büyümeye devam edebilir (parazitik myom).
Enfeksiyon
Myomun ülsere olması ve daha sonrasında enfekte olmasıdır. Ağrı ve kanama yapar.
Kansere dönüşüm
Myomlu kadınlarda kafalarını kurcalayan en önemli soru hastalığın kansere dönüp dönmeyeceğidir. Myomlu kadınların %0.5'inde ileri dönemlerde "leiomyosarkom" denilen kanser türü görülebileceği iddia edilmektedir.
Pek çok araştırmacı bu kanser durumunun var olan myomlardan köken almadığını, kendi başına ve diğerlerinden bağımsız olarak geliştiğini ileri sürmektedirler. Eğer varlığı bilinen myom hızlı büyümeye başlarsa, ağrı ve ateş görülüyorsa detaylı incelenmesi gerekir.
Dejenerasyon
Miyomun normal hücre yapısının değişikliğe uğramasına "myom dejenerasyonu" adı verilir. Örneğin menopozdan sonra myom küçülür ve atrofik dejenerasyon olur.
Gebelikte rahmin hızlı büyümesine bağlı olarak myomun kanlanması hafif derecede bozulur ve hafif nekroz olur. Hastada ağrı, ateş, bulantı ve kusmalar olabilir.
Miyom içine hafif kanamalar olabilir. Gebelikte görülen bu değişime "kırmızı dejenerasyon" adı verilir.
Myonlarda en sık görülen dejenerasyon ise "hyalen dejenerasyon"dur. Bu mikroskopik bir değişimdir.
Miyom çekirdeği içerisinde kalsiyumun biriktiği "kalsifik dejenerasyon" da oldukça sık rastlanılan bir durumdur. Bundan da halk arasında "myomda kireçlenme" olduğu şeklinde bahsedilir.
Asit
Batında sıvı birikimine "asit (ascites, assit)" denir. Saplı subseröz myomların karın zarını irrite (tahriş) etmesi ile karın boşluğunda sıvı birikimi olur.
Karın içi kanama
Myomun üzerindeki damarlardan birinin yırtılması sonucu kanama olabilir. Son derece nadirdir.
İnversiyon
Saplı bir submüköz myomun çekmesine bağlı olarak rahim eldiven parmağı gibi ters yüz olabilir. Tehlikeli ancak nadir görülen bir durumdur.
MYOM AYIRICI TANI (Myomlar ne ile karışabilir?)
Bazı jinekolojik, obsterik (gebelik ile ilgili) ve ürolojik problemler myoma uteri'ler ile karışabilir. Dikkatli bir jinekolojik değerlendirme ve deneyimli bir jinekolog tarafından yapılan transvajinal ultrasound tetkiki ile tanı konulması genelde zor değildir.
Myonların ayırıcı tanısında akılda bulundurulması gereken bu durumlar:
Myomlarda tedavi gerektiren durumlar nelerdir?
Kanama
Tedavi, özellikle de cerrahi tedavi için en önemli sebep anormal kanamalardır. Eğer adetler çok fazla ve pıhtılı oluyor ise bu durum anemiye yol açacağından mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Ani ve hızlı büyüme
Kontrol altındaki myomun aniden büyümeye başlaması özel ilgi gerektiren bir durumdur. Eğer bu büyüme menopozdan sonra olmuş ise mutlaka araştırılması gerekir.
Bu durumda hekim altta yatan kötü huylu bir hastalık olmadığını teyit etmelidir. Bu amaçla küretaj yapılabilir.
Myomlardaki ani büyüme sadece kansere bağlı olarak gelişmez. Gebelik ve myom içine kanama gibi durumlar da büyümeden sorumlu olabilirler.
Ağrı ve bası bulguları
Eğer bu belirtiler dayanılamaz düzeylere ulaşır ise tedavi gerekli hale gelmiş demektir.
Myomun yeri (lokalizasyonu)
Bazen myom nüvesi ya da nüvelerinin lokalizasyonu cerrahi olarak çıkartılmalarını gerektirir. Özellikle 40 yaşından büyük kadınlarda overlere yakın yerleşimli myomlar over tümörleri ile karışabileceğinden alınmalıdır.
MYOMDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ
I. İlaç Tedavileri
Myomu olan bir çok kadında eğer belirgin bir şikayet yaratmıyorsa tedavi gerekmeyip sadece rutin izlemi yeterli olur. Bu gibi durumlarda her 6 ayda bir jinekolojik muayene ve transvajinal ultrason ile hastanın izlemi yapılır, değişiklikler saptanır.
Myomu küçültmek için kullanılan ilaçların ise pek fazla faydası yoktur. Bu tür ilaçlar kişilerdeki estrojen seviyesini düşürerek geçici bir süreliğine myom hacminde küçülme yapsa da bu durum ilaç tedavisinin kesilmesini izleyen bir kaç ay içerisinde geriye döner.
Kandaki estrojen azalması kadınlarda bir takım olumsuz durumlar ortaya çıkabileceğinden ötürü, uzun süreli tedavide bu tür ilaçlar kullanılamamaktadır.
Myom hacminde küçülme yapan ilaçlar ancak bazı durumlarda ameliyat öncesi dönemde, kişinin kanamasının durdurulmasında ve böylelikle kan demir seviyesinin yükselerek kansızlığın giderilmesinde geçici olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca bu şekilde myomun hacminin küçülmesi ameliyat için de kolaylık sağlar.
II. Cerrahi Tedaviler
Myomun bugün için en kesin, en çok uygulanan ve en garantili tedavi metodu cerrahi yani ameliyatla myomun (myomektomi operasyonu) veya rahmin tamamının (histerektomi operasyonu) alınmasıdır.
Ancak myomların pek çoğunun menopoz sonrası küçüleceği de göz önünde bulunmalıdır.
Seçilecek cerrahi yöntem hastanın yaşı, sosyal durumu, çocuk isteği, şikayetlerin tipi ve şiddeti gibi faktörlere bağlıdır. Bu faktörlere göre rahmin tamamen alınması (histerektomi) ya da sadece myomların çıkartılması (myomektomi) alternatiflerinden biri tercih edilir.
Myomlarda ne zaman ameliyat (cerrahi) gerekir?
Aşağıdaki durumlarda myomlara ameliyat gerekliliği bulunmaktadır. Bunlar:
Histerektomi ameliyatları ile ilgili bilgiler için tıklayınız >>>
III. Diğer Tedavi Yöntemleri
Myom tedavisinde diğer tedavi yaklaşımları arasında myom çekirdeklerini çıkarmadan, laser ile yakmak, sıvı nitrojen ile dondurmak, hormon baskılayıcı ilaç kullanarak küçülmelerini sağlamak sayılabilir. Bu baskılayıcı ilaçlar kadında suni menopoz yaratarak myomları küçültmeyi amaçlamaktadır.
Deneysel tedavi yöntemlerinden birisi de laparoskopi eşliğinde myom çekirdeğine elektrik akımı vererek "myolizis" yapmaktır. Bu tür tedavi yaklaşımları kısa süreli rahatlamalar getirebilir ama özellikle hormon tedavisi sonrasında, tedavi esnasında küçülen myomlar ilaç kesildikten sonra hızla büyüyebilir ve hatta eski durumundan daha büyük hale gelebilir.
Copyright 2004 - 2023, www.jinekolognet.com