Her ne kadar batıda en yakından bilinen ekol Hatha Yoga olsa da Yoga'nın pek çok diğer kolları bulunur. Kadim yoga metinlerinde, ruhu bedeni ve zihni dengeleyen bu yollardan bazıları şöyle sıralanır.
HATHA YOGA
Bu ekole güçlü yol da denilir. Fiziksel ve zihinsel mükemmelliğin yoludur, modern batı yaklaşımına göre Hatha Yoga öncellikle bir fiziksel terapi formudur. Hatha Yoga; Asana (Yoga duruşları), Pranayama (evrensel yaşam enerjisi Prana'yı almaya yönelik nefes egzersizleri), Pratyahara (duyuların kontrolü ve içe dönüşle varlığın keşfi), Dharana ( zihin kontrolü), Dhayana (meditasyon ve ruhsal aydınlanış) bölümlerinden oluşur.
Raja yoga dan farklı olarak bu yolda genel ahlaksal değerler olan Yama ve Nyama kuralları yoktur, Hatha Yoga ya göre beden ve zihin gerekli saflık ve sağlamlığa ulaştığında bu değerler kendinden oluşacaktır. Hatha Yoga'nın temel değerleri Hatha Yoga Pradipika metninde verilmiştir. Hatha Yoga uygulayıcıyı Raja yoga'ya hazırlayıcı mahiyettedir.
RAJA YOGA
Kral Yoga'sı veya soylu yol olarak nitelendirilir. Bir diğer adı da Aştanga Yoga'dır yani sekiz basamaklı yol, Sanskritçe'de Aşta: sekiz ve Anga ise basamak anlamına gelir, yukarıda değindiğimiz genel ahlaksal değerler yani Yama ve Niyama bir ve ikinci basamakları oluşturur daha sonraki basamaklar Hatha Yoga'da olduğu gibidir. Burada istenen fiziksel ve mental disipline, zihin potansiyelinin konsantrasyon ve meditasyon yolu ile deneyüstüne ulaşmak ve disipline olmaktır. " Klasik" Yoga olarak da adlandırılır.
Sekiz kolu vardır demiştik:
1. YAMA : Ahlaki disiplin
2. NİYAMA : Kendine hakimiyet ve terk
3. ASANA : Duruşlar
4. PRANAYAMA : Nefes kontrolü ile Prana'nın içeri alınması
5. PRATYAHARA : Duyuların kontrolü
6. DHARANA : Konsantrasyon
7. DHYANA : Meditasyon
8. SAMADHİ : Vecd hali
Yukarıda görülen kollar diğer pek çok Yoga ekollerinde mevcuttur. Raja Yoga çalışması genellikle Hatha Yoga uygulamaları ile başlar. Zira Hatha Yoga vücuda ve zihine ihtiyacı olan sağlığı ve çalışmanın ileriki dönemlerindeki zorluklara göğüs gerebilecek gücü verir.
KARMA YOGA
Karma Yoga " eylem veya çalışma yolu ile aydınlanış " olarak tanımlanır. Ya da "hareketin yogası" olarak adlandırılır. Gerçek kimliğimizi saklayan eylemlerdeki tabii ihtiraslarımızı azaltmayı amaç edinir. Herkese ve herşeye bencil olmayan bir tavırla hizmet yapmak ve böylece ruhsal özgürlüğe kavuşmak Karma Yoga’nın esasıdır.
BHAKTI YOGA
Sevgi ve tam bir teslim oluşla varoluşta mevcut olan ilahi öze yol almaktır.
JNANA YOGA
Bilginin yoludur. Kadim metinler Upanishad'larda gerçeğin gerçek olmayandan, dünyasal zevklerin gerçek mutluluktan bilgi yolu ile ayırt edilmesi. Kişinin tam bir şuurluluk ve idrak ile bilgiye yönelmesidir.
TANTRA YOGA
Kişinin yaşamın tümünü ritüellerle donatarak kendi-doğalüstüne (Transendence) ulaşmasıdır. İlahi olanla dünya yaşamının birlikteliği yani günlük yaşam boyunca yapılan her şeyin ilahi boyutunun farkında olunmasıdır.
HATHA YOGA
Bedenin ve zihnin zinde kalmasını sağlayan yoga, farklı ekolleri olan bir terapi. Bunlar arasında Hatha Yoga, tüm dünyada ve Türkiye'de en yaygın uygulanan yoga türlerinden biri. Tüm yoga uygulamalarının temeli olarak da sayılıyor ve ağırlıklı olarak fiziksel çalışmalardan oluşuyor.
Amacınız öncelikle vücudunuzun forma girmesi ise size tavsiyemiz kesinlikle Hatha yoga olur. Ha güneş, Tha ay anlamına geliyor. Amacı, diğer yoga türlerinde olduğu gibi bedensel, zihinsel ve ruhsal yaşantımıza bir denge getirmek. Ama diğerlerinden farklı olarak bunu fiziksel duruşlara ve nefes egzersizlerine ağırlık vererek yapıyor. Gevşeme teknikleri ve teslimiyetle bedenimiz üzerinde kontrol sağlamamıza yardımcı oluyor.
Hatha Yoga’da “bize verilen bir araç” olan bedenimize iyi bakarak sağlıklı bir yaşam sürdürme felsefesi var. Bu sayede daha fit bir vücuda kavuşabilir ve formunuzu da uzun süreyle koruyabilirsiniz. Bunu gerçekleştirmek için Hatha Yogada iki yol kullanılıyor: Fiziksel pozisyonlar, yani asanalar ve nefes çalışmaları, yani pranayama’lar...
Ancak eğitim almadan uygulandığında ciddi sakıncaları olabileceğini hatırlatalım. Uzmanlar, özellikle ileri seviye uygulamalarını, mutlaka bir eğitmen eşliğinde yapmanızı öneriyorlar.
Hatha yoga 3 temel çalışmayı içeriyor...
Pranayama (nefes egzersizleri), asana (yoga postürleri) ve meditasyon. Hatha yoganın alanı o kadar geniş ki, çoğu insan sadece bir bölümünde uzmanlaşabiliyor. Nasıl ki bir alfabeyi oluşturan harflerden sayısız kelime türetmek mümkünse hatha yogada da belli başlı asanalarla sayısız biçimde hareket etmek mümkün.
Pranayama
Hatha yogadaki en önemli bölümlerden biri nefes egzersizleri. Düzgün nefes alıp vermek vücuttaki fonksiyonların daha düzgün işlemesine yardımcı oluyor. Bu çalışmalar kanın temizlenmesini sağlarken vücuttaki zehirli maddelerin atılmasını kolaylaştırıyor. Solunum esnasında akciğerler genişleyip daralırken karın bölgesine masaj etkisi yapıyor. Bu masajın da sindirim organları, karaciğer, böbrekler ve diğer iç organlara olumlu etkisi bulunuyor.
Göğüs kafesinin genişleyip daralmasıyla koroner damarlardaki tıkanmalar önlenebiliyor. Kronik soğuk algınlığı, sinüzit, alerji, horlama gibi hastalıkların da daha hafif atlatıldığı görülüyor.
Asana
Yogadaki duruşlara asana deniyor. Hatha yogada asanalar, nefes teknikleri ve meditasyon ile dengeli bir biçimde koordine ediliyor. Her asana fiziki yapıyı dengeliyor. Kasları esnetirken güçlenmesine de yardımcı oluyor. Hatha yoga bir zayıflama yöntemi olmamakla birlikte vücudun esnetilmesiyle birlikte forma girmesini sağlıyor. Kişiyi fiziksel olarak daha dayanıklı kılıyor. Asanalar beden sağlığı için oldukça önemli egzersizler ve günlük yaşantıda fazla zorlanmadan kolaylıkla yapılabiliyorlar.
Yüksek ya da orta zorluktaki sportif egzersizlerde kaslar sürekli kasıldığında depolanmış şeker parçalanarak laktik aside dönüşüyor ve enerji açığa çıkıyor. Laktik asidin daha sonra su ve karbondioksite dönüşmesi için oksijene ihtiyaç duyuluyor.
Egzersiz sonrası kaslarda laktik asit birikmesi ise beraberinde yorgunluk ve kas ağrısı getiriyor. Oysa Hatha yoga duruşlarında oksijen alımı fazla olduğu için egzersiz sonrası hissedilen yorgunluk görülmüyor ve kişi kendisini daha dinç hissedebiliyor.
Yogadaki asanalar, kasların düzgünlüğünü, esnekliğini ve dayanıklılığını geliştiriyor. Yapılan çalışmalar asanaların, el-göz koordinasyonunu sağlarken, kardiyovasküler dayanıklılığı artırdığını, hareket kabiliyetini geliştirdiğini kanıtlamış. Yine 6-12 aylık düzenli çalışmanın esneklik ve dayanıklılığı geliştirirken hareket sonrası bitkinlik durumunu kısalttığı da biliniyor.
Meditasyon
Meditasyon, hatha yoga çalışmalarının son basamağı olarak kabul ediliyor. Yoganın temel taşlarından biri ve 'şuur akışı' şeklinde özetleniyor. Bu esnada kişiler, zamansızlık hissine kapılıyor, güçlü duygular hissediyorlar.
Bilmeniz gerekenler
Bir yoga dersinde bulunması gereken toplam 5 ana unsur var: Farkındalık, nefes, bandha (enerji anahtarları), hiza, akış.
Eğer söz konusu beş öğe dengeli bir şekilde bulunmuyorsa bu aktiviteyi yoga olarak tanımlamak biraz zor. Örneğin eğer beden yoga hareketlerini yaparken zihin akşam yemeğini düşünüyorsa, ilk unsur yerine getirilmemiş oluyor. Nefes tutmamak ve hareketler esnasında rahatça nefes alıp vermek de önemli unsurlardan.
Gerçek Yogiler
Batı’da yoga biçimlerinin oluşmasında ve yayılmasında en büyük etki Teozofi Cemiyeti’nin yanı sıra, Ramakrishna, Sri Aurobindo, Ramana Maharishi ve Yogananda adlı Hintli mistiklerden gelmiştir.
Yoga felsefesinde psişik yetenekler elde etmek gibi bir amaç yoktur. Yani psişik yetenekler amaç değil, sonuçtur. Yogi sözcüğü yoganın Batı’da ilk geçişi sırasında yanlış kavranmış bir sözcüktür.
,Batı’da yogi denildiğinde ilk zamanlarda, genellikle vücuduna garip şekiller verebilen, birtakım gösteriler yapan, saçı sakalı ve tırnakları uzamış, temiz olmayan insanlar akla gelmekteydi. Kimilerine göre bu imajın yaygınlaşmasına neden olanlar yoganın şarlatanlarıdır. Aslında Yogi adı Asya’da hazırlık aşamalarını çoktan geçmiş, zihinsel deneyimin ileri aşamalarına başlamış kimselere verilen bir addır.
Asya’nın çeşitli ülkelerinde rastlanan bu gerçek yogiler, ıssız dağlarda ve ormanlarda inzivaya çekilmiş, dinle ilgilenmeyen, mal mülk edinme ve evlenme gibi hedefleri olmayan, az yiyen, az konuşan, az hareket eden, çeşitli uygulamalarla nefsini terbiye etmeye çalışan, şiddete karşı olan kimselerdir. Uzmanlar yoganın yanlış tanıtılmasının halen sürdüğüne, günümüzde, Hint’te değerli biri olamayacaklarını anlayan ve bu yolu gereğince bilmeyen pek çok Hintli’nin farklı ülkelere göç edip mürit grupları edindiklerine ve yoganın çıkar amaçlı olarak kullanılabildiğine dikkat çekmekteler.
Oysa Asya’daki gerçek yogiler mala mülke değer vermeyen, henüz kendisinin kurtuluşa ermemiş olduğunu bildiğinden öğrenci edinmek için de bir çaba göstermeyen kimselerdir.
Kökenleri
Meditasyon halindeki ilk Yogi imajları yapılan kazılarda 6-7 bin yıl önce yaşandığı düşünülen Indus Vadisi Uygarlığında tespit edilmiştir. Yoga'nın yer aldığı ilk yazılı kayıtlar M.Ö. 1500-1200 yılları arasında kodifiye edilen Rig Veda'da yer almaktadır.
Rig Vedalar şifahen aktarıldığından Yoga'nın ortaya çıktığı zaman dilimini kesin olarak tayin etmek imkansızdır. İlk yoga metini Patanjali tarafından yaklaşık M.Ö. 2.yüzyılda yazılmış ve metinde kişinin zihnini sükunete kavuşturması ve sonsuza katılması için gereken "sekiz kol/basamak" ile Yoga tarif edilmiştir.
Yoga'nın ilkeleri ve hedeflerinin ilk kez tam tarifi M.Ö. 8 ve 4. yüzyıllar arasında derlenen Upanişadlarda bulunmaktadır. Upanişadlarda harici tanrılara sunulan kurbanlar ve seremoniler yerini dahili kurban ve Yüce Varlıkla (Brahman veya Mahatman olarak işaret edilir) ahlaklı olmak, nefsi zapt etme ve zihnin talimi yoluyla bir olma haline bırakan bir anlayışa bırakmıştır.
Patanjali'nin Yoga Sutralarındaki klasik yoga, altı "orthodox" (Bu ifadeyle Vedaların otoritesinin kabulü anlaşılır) darshana (Hindu felsefe okulları)'dan biridir. "Yoga" olarak bilinen Hindu felsefe okulunun kökeni yine Hindu felsefe okullarından olan Samkhya ile Upanişadlardadır.
Yoga ve Din
Hindu, Budist ve Jain geleneklerinde yoganın manevi/ruhsal hedefleri yoganın bir parçasını oluşturduğu dinlerden ayrılabilir görülmektedir. Bazı yogiler dini daha çok kültür, değerler, inançlar ve ritüeller, yogayı da daha çok kendi kendini gerçekleştirmek (self-realization)yani yüce hakikatin doğrudan deneyimi olarak görerek din ile yoga arasında süptil bir ayırım yaparlar.
Sri Ramakrishna dini kabuk doğrudan deneyimi ise öze benzetmektedir. Her ikisine de ihtiyaç vardır "fakat eğer kişi öze ulaşmak istiyorsa kabuğu aşmalıdır".
Yoganın Hindu uygulayıcıları kendi dini geleneklerinden onur duymaktayken hindu olmayan uygulayıcılar yoganın Hindu dinini kabul etmeyen kişilerce de ciddi biçimde uygulanabileceğini iddia etmektedirler.
Yoga eleştirileri batıda uygulandığı biçimiyle yoganın manevi kökenlerinden koparılıp yozlaştırıldığı (yoganın asıl olarak fiziksel egzersiz olduğu şeklindeki popüler anlayış gibi) üzerinde durmaktadır.
YOGA GELİŞİMİ ve TÜRLERİ
Yoga'nın mevcudiyetine ilişkin en eski arkeolojik bulgular, M.Ö. 3000 yıllarına kadar gitmektedir. İndus vadisinde yapılan kazılarda ortaya çıkartılan bazı taş mühürlerde yoga duruşlarını gösteren figürlere rastlanmıştır.
Yogaya ilişkin ilk yazılı kaynaklar ise Veda’lardır (Rig-Veda, Sama-Veda, Yajur-Veda, Atharva-Veda). Vedaların ardından Brahmana, Aranyaka ve Upanişad'lar yazılmıştır.
Tahminen 2 bin yıl önce Patanjali tarafından Yoga öğretimi çok kısa bir şekilde Yoga-Sutra kitabında anlatılmıştır. Yoga- Sutra’da anlatılana göre Raja Yoganın, yani orijinal yoganın, sekiz basamağı şunlardır;
1. Yama - Ahlaksal kurallara uymayı öğretir. Şiddeti, hırsızlığı, açgözlülüğü, kişinin kendi nefsine hakim olamayışını yasaklar.
2. Niyama - Öz disiplini öğretir. Saflığı, sadeliği ve çalışmayı hedefler.
3. Asana - Belirli pozisyonlardaki vücut egzersizleridir.
4. Pranayama - Belirli ritimlerde nefes alıp vermeyi öğretir.
5. Pratyahara - Duyguları kontrol etmeyi sağlar.
6. Dharana - Belli bir fikir üzerinde konsantre olmayı öğretir.
7. Dhayana – Meditasyon çalışmalarıdır.
8. Samadhi - Meditasyonun ulaşacağı son hedef olup; beden ve duyular dinlenirken, aklın ve ruhun uyanık kalması, üstün bilince erişme halidir.
Zaman içerisinde yoga farklı uygulamalar ile farklı ekollere ayrılmıştır. MÖ 300 yılında yazılan ve Hint destanının önemli bir bölümünü oluşturan Bhagavad Gita da, yoga, birer yaşam disiplini olarak Karma Yoga, Bhakti Yoga ve Jnana Yoga olmak üzere üç temel bölümde incelenmiştir.
Karma Yoga: Sanskrit bir sözcük olan “karma”, davranış/ eylem demektir. Karma yasasına göre her hareketin bir sebebi ve bir de sonucu vardır ve bunlar bağıldır. Karma yoga bireyin hareketlerinin neden ve sonuçlarına odaklanan doğru hareket ve kendini düşünmeden yardım yoluyla, Tanrı’yla bütünleşmeyi sağlayan bir yaşam tarzı uygulamasıdır.
Bhakti Yoga: Sevmek ve kalbini kutsal olana açmak, kişisel adanmanın mistik bir yolu olan bhaktinin amacıdır. Bhakti, “Kutsal olana hizmet etmek” demektir. Sevgi ve tam bir teslim oluşla, tüm yaratılmışlarda mevcut olan ilahi öze yol almaktır. Bu yolun İslam sufizmi uygulamaları ile benzerlik gösterdiği ve Mevlana’nın aşk yolu ile yaratana kavuştuğu söylenebilir.
Jnana Yoga: Bilgelik yoludur ve en zor yol olarak düşünülür, çünkü anlama ve sezgi yeteneğinde radikal bir değişiklik gerektirmektedir. Amaç, hepimizin içinde olan bilgiyi sorarak, meditasyon yoluyla ve düşünerek araştırmaktır.
Jnana öğrencisi zihnini kendi doğasını araştırmak ve Tanrı yoluyla bilgiye ulaşmak için kullanır. Zaman içinde meditasyonda verimi ve etkinliği artırmak için çeşitli uygulamalar bu ekol altında geliştirilmiştir. Bunlardan bir tanesi de bugün Batı’da dahi yaygın bir uygulama alanı bulan “Hatha Yoga” dır.
Hatha Yoga: Fiziksel ve zihinsel mükemmelliğin yolu olan Hatha Yoga, modern batı yaklaşımına göre öncellikle bir fiziksel terapi formudur. Ancak Hatha Yoganın temel kitabı “Hatha Yoga Pradipika” Hatha Yogayı Raja Yogaya başlamanın bir yolu olarak gösterir.
Hatha Yoga Felsefesi ve Egzersiz Sistemi
Hatha Yoga çalışmaları 3 temel temrin üzerinde durur; Pranayama (Nefes Egzersizleri), Asana(yoga postürleri) ve meditasyon.
Pranayama / Nefes Egzersizleri: Sanskritçeden incelendiğinde Prana; hava ve havadaki yasam enerjisi, Yama; kontrol etme ve yönlendirme ve Pranayama; hayat enerjisinin kontrol edilerek yönlendirilmesi olarak ifade edilebilir.
Yine, Sanskrit kök prana, “nefes” sözcüğünü de karşılamaktadır, ancak yogada Prana salt nefes demek değildir. Yoga felsefesi evrende görülen her oluşun Prana'nın tezahürü olduğunu ve evrende tezahür eden enerjinin bütününe Prana adı verildiğini ifade etmektedir.
Prana solunum hareketine neden olan güçtür, nefesteki canlılıktır ancak onu salt güç diye adlandırmak yanlış olacaktır, zira güç sadece onun bir tezahürüdür.
Nefes yoluyla pranayı alış veriş Pranayama'dır. Yoga felsefesinin babası Patanjali, Pranayama' hakkında ayrıntılı bilgi vermemektedir, ama daha sonraları başka yogiler konu üzerinde gelişmeler kaydetmişler, buluntularını bilimsel hale getirmişlerdir.
Yoga Sutra’da Patanjali, Pranayamayı bir yöntem olarak kabul etmekle birlikte buna takılıp kalmamıştır. " Nefesle havayı dışarı atın, sonra ciğerlerinize çekip bir müddet tutun, böyle yapınca varlığınız biraz daha sakinleşecektir." bu bilgi ile başlayan akım daha sonra Pranayama adı ile başlı başına bir bilim olmuştur.
Düzgün nefes alıp verme vücuttaki pek çok fonksiyonun düzgün işlemesini sağlamaktadır. Pranayama çalışmalarında doğru nefes tekniği ile ; Kanın temizlenmesi, vücuttaki zehirli maddelerin atılması, Solunum esnasında akciğerlerin genişleyip daralması ile karın bölgesine yapılan masajın sindirim organları, karaciğer, böbrekler vb organların olumlu etkilemesi, göğüs kafesinin daralması ve genişlemesi sayesinde koroner damarlardaki tıkanmaların önlenmesi, Kronik soğuk algınlığı, sinüzit, alerji, horlama vs gibi rahatsızlıkların hafiflemesi söz konusudur.
Solunum tekniklerini uygulayıp tam verim alabilmek için; düzenli pratik yapmak, çalışmaları dik duruşta (oturarak, ayakta yaslanarak) ve temiz havada yapmak gerekebilir. Burun kanatlarının kontrollü değişimiyle solunum (Anuloma Viloma), diyafram kullanımıyla gerçekleşen solunum (Kapalabathi), karın solunumu, göğüs solunumu gibi çeşitli uygulama biçimleri mevcuttur.
Asana / Yoga Postürleri: “Asana” Hatha Yoga duruşlarına verilen ad olup, kelime anlamı itibarı ile "rahat duruş, hoş duruş, latif poz" olarak ifade edilmektedir. Hatha Yoga asanaları koordine edilmiş beden pozları ve nefes tekniklerinin fizik beden, zihinsel yapı ve ruh varlığı üzerindeki tesirlerini belirli konsantrasyonlar ile deneyimlemektir.
Daha önceden de belirtildiği gibi Hatha Yoga, Raja Yoga için bir hazırlıktır. Hatha Yoga'da birçok Asana varken, Raja Yoga'da sadece birkaç tane Asana vardır ve nihai olarak tek bir Asana'ya varılmaktadır ki buna Dhyana Asana ya da meditatif poz denir.
Bunun yanında her bir asana, kendi grubuna göre fizik yapıyı dengelemekte, esnetmekte, katı ve sert haldeki kas yapılarını gerektiği zaman sertleşecek şekilde uzun ve esnek hale getirmektedir.
Hatha Yoga çalışmaları bir zayıflama yöntemi olmamakla birlikte vücudun bu şekilde esnetilmesi onun gereksiz dokulardan kurtulmasını ve böylece form almasını temin eder. “Asana'lar, Hatha-Yoga'nın ilk adımını oluşturduklarından uygulayıcıya ilk aşamada açıklanır. Asana'lar kişiyi dayanıklı, hastalıklardan uzak, eklemlere bağlı uzuvları da hafif kılar” Asanalar beden sağlığı için önemli egzersizlerdir ve günlük yaşantıda bedeni zorlamadan rahatlıkla uygulanabilir.
Yüksek ya da orta şiddetli sportif egzersizlerde kaslar kasıldığında depolanmış şeker parçalanarak laktik aside dönüşür ve bir enerji açığa çıkarır. Laktik asidin daha sonra su ve karbondioksite dönüşmesi gerekir, bunun için de oksijene ihtiyaç vardır. Egzersiz sonrası kaslarda laktik asit birikmesi beraberinde yorgunluğun azalmasını sağlayan bir toparlanma sürecini getirir.
Oysa Hatha Yoga duruşlarında oksijen alımı fazla olduğundan oksijen borçlanması daha az, toparlanma süreci daha kısa olacaktır. Yogik asanalar sinerjik ve antagonist kasların düzgünlüğünü, esnekliğini ve dayanıklılığını geliştiren izometrik egzersizlerdir ve araştırma sonuçları asanaların statik motor performansı, el-göz koordinasyonunu, kardiovasküler dayanıklılığı, anareobik gücü geliştirdiği, 6-12 aylık çalışmanın esneklik süresi ve dayanıklılık performansında artış, aşırı bitkinlik hallerinde azalış sağladığını göstermiştir.
Meditasyon: Meditasyon, Raja Yoga'nın yedinci basamağı Hatha Yoga çalışmalarının son basamağındaki uygulamadır. Meditasyon bir şuur akışıdır, şuurun bir sıçrayışı, bir çekişi ya da itimi değildir. Meditasyon, benlik-analizi veya yaşamın ideallerine olan adanma denilebilecek kişinin kendi Özben'ini samimi olarak araştırması yoludur. Hatha Yoga Pradipika’ da meditasyon “aklın doğal durumu” olarak ifade edilmektedir.
Meditasyon, yoganın temel taşlarından biridir. Yoga ile ulaşılacak, evrenle birleşip bütünleşme haline meditasyon uygulaması olmadan gelmek mümkün değildir. Bu meditatif hal aslında pek çok dinin pratikleri içinde yerini bulmuş bir uygulamadır.
Örneğin, İslam Sufizminde benzer uygulamalara sıklıkla rastlanmaktadır ki, en bilinen örnek “sema” meditatif hal sağlanmadan uygulamada devamlılığın kolay kolay gerçekleşmeyeceği bir çalışmadır. Yogada uygulanan mantraları, yani kutsal sözleri tekrarlayarak gerçekleştirilen meditasyonun sufizmdeki karşılığı “zikir”dir.
Uygulamada solunuma ya da sema veya duaya odaklanma gibi farklılıklar olsa da, meditatif hale geçildiğinde karşılaşılan fizyolojik değişimler aynıdır. Bunu yanında her iki meditasyon esnasında da kişilerin neşeli, güçlü duygular, zamansızlık hissi, farkındalıkta artış, zihinsel dinçlik, iyi olma hissi ve genel gevşeme hissettiklerini ifade ettikleri görülmektedir.
Meditasyon teolojik felsefedeki görüntüsünün dışında gündelik yaşamda kolaylıkla yer alabilmiş bir mental aktivitedir. Duyulardan kaynaklanan düşüncelerin artık söz konusu olmadığı bir bilinç durumudur ki buna göre, meditasyon düşüncenin konsantre olunan konuda doğru ve düzenli akışı olup konsantrasyonun hemen arkasından ortaya çıkan hal olarak ifade edilmektedir.
Hatha Yoga, Türkiye'de en yaygın uygulanan yoga türlerinden biri. Tüm yoga uygulamalarına da bir temel oluşturuyor. Kurallar ve sınırlarla değil, gevşeme teknikleri ve teslimiyetle, beden üzerinde kontrol sağlamaya yardımcı oluyor.
Hatha Yoga'da, "Bize verilen bir araç" olan bedenimize iyi bakarak, sağlıklı bir yaşam sürdürme felsefesi var. Duruş, nefes alıp verme ve konsantrasyon üzerine kurulu bir egzersiz. Bu çalışma, diğer yoga türlerine göre daha hareketli. Fiziksel olarak sağlıksız bir yaşam sürenler için ideal bir terapi olduğu söylenebilir. Hatha Yoga, daha fit bir vücut ve güçlü kaslara sahip olmamıza da yardımcı oluyor.
HATHA YOGA
Bu YOGA yolunda, çeşitli bedensel hareketler uygulanır, bunlara ASANA adı verilir. ASANA kelime anlamı itibarı ile rahat poz, hoş duruş demektir. Bu ASANA'lar ile birlikte SHAVASANA (YOGA gevşemesi) , nefes ritimlerinin kontrollü ve düzenli olarak yapılması anlamına gelen PRANAYAMA ve bedensel arınma teknikleri yani KRİYA'lar, MUDRA'lar ve BANDHA'lar uygulanır.
Diğer bir deyişle, sekiz basamaklı Raja Yoga'nın ilkiki basamağının atlanılması ve doğrudan Asanadan başlanması hatha yogadır.
Hatha Yoga ile insanın canlılığı artar, vücut sağlıklı olur, pek çok hastalıklar ve rahatsızlıklar ortadan kalkar. Şayet beraberinde uygun bir diyet takip edilirse, bedensel arınma ile tüm toksinler atılır . Böylelikle, vücudun fiziksel sistemi vitamin ve oligoelementleri daha iyi kullanır.
Akıl ve vücut tamamen arınır ve yogi, bilinç üstü kontrol sahibi olur. Bu, kişinin kendi başarısına ulaşmasıdır ki bu da YOGA’nın temel amaçlarındandır....
Yogaya başlayan kişi, düzenli egzersiz ile, yaşamında küçük bir değişim olduğunu farkeder, Egzersizlere devam etmek, vücudu gevşetmek ve zihni sakin tutmakla bu değişim farkedilir.
İç huzurunuzun durumu birden güçlenmeye başlar, ki bu durum sizin olması gereken doğal halinizdir. Bu da Yoga'nın aslını teşkil eder.
Birçok insan Yoga'ya başlangıçta vücutlarını formda ve esnek tutmak için rağbet ederler. Diğer bir kısmı gerginlik ya da sırt ağrısı gibi birtakım özel şikayetler için yardım ya da ferahlık sağlamak amacıyla Yoga'ya gelirler. Bazıları da yaşamdan elde edebilecekleri şeyleri elde edemedikleri duygusuyla Yoga'ya başvururlar.
Sebebiniz ne olursa olsun Yoga, ne amaçla geldiyseniz, onu ve daha fazlasını veren bir araç olacaktır. Yoga'nın bir bütün olarak, sizin kendiniz için gereken bir deney olduğu anlaşılmaktadır.
Yoga ilk bakışta, vücudu formda ve esnek tutan bazı spor ve benzeri yöntemlerden biraz daha farklı görünür
Sonuç olarak olan, Yoga bir teori değil, bir yaşam biçimidir diyebiliriz.
Asanalar
Nasıl ki arabamızı zamanla değer kaybedeceğini düşündüğümüz gibi ,bedenimizin de yıllar geçtikçe, daha az etkili şekilde çalışacağı düşüncesine kendimizi teslim ederiz.
Aslında yaşlanma, geniş ölçüde doğal olmayan bir durumdur, genelde kendi vücudunda oluşan maddelerden kirlenme veya kendi kendine ve negatif düşünmek nedeniyle zehirlenme meydana gelir. Yoga hareketleri olan asanalarla, vücudun çökme sürecini ve hücre kaybını önemli ölçüde azaltabiliriz.
Son yıllarda yapılan tıbbi araştırmalar, Yoga'nın etkilerine dikkat çekmektedirler. Araştırmalar göstermektedir ki, örneğin dinlenme(ceset )pozisyonunda elde edilen rahatlama, yüksek tansiyonu etkili bir şekilde azaltmakta ve asanalar ile pranayamanın (nefes egzersizleri) düzenli olarak uygulanması, artrit, damar tıkanıklığı, kronik yorgunluk, astım, varis ve kalple ilgili şikayetler gibi birçok hastalığa yardımcı olmaktadır. Laboratuar testleri, yogilerin(yogada ilerlemiş kişi) bilinçli olarak vücut ısısı, kalp çarpıntısı ve tansiyon gibi otonom veya istem dışı fonksiyonları kontrol altına alabildiklerini onaylamaktadır.
Hatha Yoga'nın etkileri üzerinde yapılan, 6 ayı aşkın süren bir çalışmada aşağıdaki sonuçlar tesbit edilmiştir:
Akciğer kapasitesinin ve solunumun artması; vücut ağırlığının ve ölçüsünün azalması; strese karşı koyabilme yeteneğinin gelişmesi; kolesterol ve kan şekeri seviyesinde azalma. Tüm bu sonuçlar, vücudun doğal sisteminde dengeleyici ve onarıcı etkiye sahiptir. Bugün artık Yoga'nın tedavi edici ve hastalığı önleyici ilaçlar kadar faydalı olduğu düşünülmektedir.
Yoga'nın duruşlarına asana denir. Asana, organlara denge, sağlık ve hafiflik getirir. Düzgün ve hoş bir duruş, zihinsel denge getirir ve zihnin kararsızlığına son verir.
Asanalar sadece jimnastik egzersizleri değil, aynı zamanda birer pozisyondurlar. Bunları yapabilmek için havalandırılmış bir mekan, bir örtü ve kararlılık gerekir. Oysa başka sistem fizik egzersizlerinde gerekli olan geniş oyun alanları ve pahalı araç ve gereçlerdir. Asanalar yalnız iken yapılabilirler. Bunları yaparken çeviklik, denge, dayanıklılık ve büyük bir canlılık kazanılır.
Yüzyıllar boyu gelişerek oluşan asanalar, vücudun her kasını, sinirini ve salgı bezini çalıştırır. Asanalar kaslı olmayan, elastik ve kuvvetli, iyi bir fiziki yapı oluştururlar ve vücudu hastalıklardan uzak tutarlar; yorgunluğu azaltıp, sinirleri yatıştırırlar. Fakat en önemli yanları zihni eğitip, disipline etmeleridir.
Pek çok aktör, akrobat , atlet, dansör, müzisyen ve sporcu çok mükemmel birer fiziğe sahiptirler. Vücutlarını fizik olarak tümüyle kontrol edebilirler. Ama genelde zihinlerini, kontrol etme gücüne sahip değillerdir. Genellikle vücutlarını her şeyin önüne koyarlar. Buna karşın yogi vücudunu küçümsemez ve sadece onun mükemmeliyetini değil, duygularının, zihninin, aklının ve ruhunun da mükemmeliyetini arar.
Yogi asanaları yaparak vücuduna ve zihnine hakim hakim olur ve bedenini ruhunu taşıyacak bir araç haline getirir. Onun, ruhu için gerekli olduğunu bilir.Ama önemli olan beden ,zihin ve ruh bütünlüğüdür diye düşünür.
Yoga'nın Beş Temel Prensibi
1. Uygun Gevşeme
Kaslardaki gerilmeyi gevşetir ve bütün sistemin sanki bir gece uyumuş gibi dinlenmesini sağlar. Bu; enerjinin korunmasını öğretir, korkulardan ve tereddütlerden arınmayı sağlayarak her türlü faaliyetlerinize uygulanabilir.5 – 10 dakikalık gerçek gevşeme 4 saatlik uykuya bedeldir.
2. Uygun Egzersiz
Vücudun her tarafını sistematik olarak çalıştırır kasları , ve belkemiğini ve omurları esnetir, ve güçlendirir dolaşımı düzenler.Yoga asanaları en uygun egzersizdir.
3. Uygun Nefes
Oksijen alımını arttırabilmek için, ciğerlerin tamamını çalıştırarak, ritmik nefes alıp vermeye , uygun nefes alma denir. Yoga usulü nefes alma, yani diyafram nefesi, çakraların içinde saklı bulunan hayat kuvvetini, yani prana akışını ayarlayarak, zihinsel durumu kontrol etmeyi ve vücudu tekrar şarj etmeyi öğretir.
4. Uygun Diyet
Doğal ve vejeteryan gıdaları temel alan bu dengelenmiş beslenmeye uygun diyet denir. Vücudu hafif ve taze tutar, zihni dinginleştirir, hastalıklara karşı vücudu kuvvetlendirir.
Kasların daha esnek olmasını sağlar.
5. Pozitif Düşünce ve Meditasyon
Negatif düşüncelerden kurtulmaya ve zihni rahatlatmaya, her türlü düşüncenin üstüne çıkmaya yardım eder.Kişinin kendi içindeki gücün nasıl kullanacağını açıklar.
MEDİTASYON NEDİR ?
Zihni dinlendirmeye stres ve düşüncelerden arındırmaya yönelik çalışmalara meditasyon diyoruz. Strese karşı etkili ,kolay ve bilimsel bir yöntem olan meditasyon yapılan işe konsantrasyonu arttırdığı için daha başarılı olunmasını sağlar.
Günümüzde bir çok başarılı iş adamı, güne meditasyon yaparak başlamaktadır. Amaç beyni ve bedeni bir arada tutmaktır. Bu amaca ulaştığınız anda enerjinizin ne kadar yükseldiğini gözlemleyeceksiniz. Enerji ise, başarıya ulaşmanın en önemli unsurlarından biridir.
Her gün düzenli olarak yapılan meditasyon alıştırmasının yaşamınız üzerinde bir çok büyük etkileri olur.Kişi zamanla tüm günü kavrayarak daha düzenli olur. Zaman sizden kaçmaz. Yaşamınız kolaylaşır. Yaşadığınızı gerçekten hissetmeye başlarsınız. Meditasyon eylemsizlik, seyretmek ve huzur demektir.
Faydaları
Zihnin potansiyelini arttırır, kendini tanımayı sağlar, iç konuşmaları keser, daha fazla güç ve başarı sağlar, yaşam kalitesini yükseltir. Sosyal ilişkileri düzenler sağlıklı bir yaşam verir. Bakış açısını genişleterek bilinç düzeyini yükseltir.
HAMİLE YOGASI
Son yıllarda yoga yapan hamilelerin sayısında önemli artış yaşanıyor. Gerçekten de yoga, anne adayına yaşayabileceği en iyi hamilelik ve doğumu sağlıyor. Anne karnındaki bebek için de pozitif bir ortam hazırlıyor.
Hamile olduğunu öğrenen pek çok kadın benzer duygular yaşar. Önce büyük sevinç, mutluluk ardından sorular, sorular. Genellikle sorulanlardan biri de; “Doğuma nasıl hazırlanabilirim?”dir. Hamilelikte uygulanan yoga, anne adayını sadece doğum için değil, doğum öncesi ve sonrası için de hazırlıyor.
Özellikle ilk kez hamile olan anne adayı için hamilelik, büyük bir keşif yolculuğu gibi görülebilir. Anne adayının sadece fiziksel görünümü değişmiyor. İşin içine duygular ve zihin de giriyor. Anne adayı olabildiğince bilgi almak istiyor. Bu aşamada belki de öğrenilmesi gereken en önemli bilgi nefes.
Yogada doğru nefes alıp vermek ilk adım. Nefesin burundan alınıp burundan verilmesi gerekiyor. Ağızdan verilen nefes, anne adayının enerjisini kısa sürede kaybetmesine yol açıyor. Hamilelik sırasında yaşanan yorgunluk, uykusuzluk, sürekli uyuma isteğinin bir nedeni de doğru nefes uygulanmaması.
Sırt ağrısı, dolaşım ve sindirim sorunları azalıyor
Yoga çalışmasında doğumu kolaylaştıracak asana (duruşlar), anne adayının vücudundaki değişime daha kolay uyum sağlamasına da yardımcı oluyor. Asanalar sayesinde, hamilelik nedeniyle gerilen bazı kaslar gevşetilerek anne adayı rahatlatılıyor.
Hamilelik sırasında yaşanan sırt ağrıları, dolaşım ve sindirim gibi sorunlar, asanalar sayesinde minimuma indiriliyor. Hamileleri düşündüren bir başka konu da doğum sonrasında vücudun alacağı form. Asanalar, anne adayına bu konuda da yardımcı. Yoga, hamilelik sırasında vücudun formda kalmasını sağladığı gibi, doğum sonrasında da vücudun yoga yapmayanlara göre daha kısa sürede toparlanmasını sağlıyor. Ayrıca anne adayı esnekliğini de kaybetmiyor.
Doğan bebekler de daha huzurlu oluyor.
Anne adaylarının en büyük korkusu doğum sancısı. Bunun yanı sıra hamilelik sırasında ve hatta sonrasında da bir takım endişeler taşıyabiliyorlar. Hormonlar da bu endişeleri tetikliyor.
Yoga çalışmaları, anne adayının sinir sistemini rahatlatıyor ve onun kolay bir hamilelik geçirmesini sağlıyor.Doğum sancılarına nasıl yaklaşmasının iyi olacağını anlatıyor. Doğum sonrasında da annenin bebeği kabullenme sürecini hızlandırıyor.
Yoga çalışmasının bir basamağı olan meditasyon, hamilelik sırasında daha da büyük önem kazanıyor. Anne adayı meditasyon sayesinde zihinsel kontrolünü güçlendiriyor ve her türlü stresi, rahatsızlığı zihninden uzaklaştırabilecek duruma geliyor. Bu durum anne adayının bebeğiyle kurduğu sevgi bağını daha da güçlendiriyor.
Yoga dersinde ayrıca normal doğum yapmak isteyen anne adaylarına, doğum sırasında uygulayacağı nefes egzersizleri de öğretiliyor.
Evrensel gelişim sistemi olan yoga, insanoğlunun her bakımdan gelişmesi için verilmiş bir sistem. Yoga da verilen teknikler doğru şekilde uygulandığında, insan organizmasının tüm sistemleri mükemmel şekilde çalışıyor.
Yoganın Gerçek Amacı
Aydınlanma nedir? - Gopi KRISHNA
Hindistan'ın tüm kadim yazılarında, yoga ustaları, başka sınıflardan insanlar karşısında eşsiz bir yer tutarlar. Yoga üzerine yazılanlar olağanüstü çoktur. Yalnızca bir bölümü batı dillerine çevrilmiştir ve konuyla ilgili yeterli bilginin olmayışının sonuçlarından biri de, yoganın gerçek anlamı ve öneminin henüz açıkça anlaşılmamasıdır.
Genel olarak Hindistan'daki tüm yoga dizgeleri iki kategoriye ayrılır: Raja yoga ve Hatha yoga. Sanskritçede Raja, kralı anlatır; Hatha'nın anlamı ise şiddettir. Raja yoga kendini gerçekleştirmenin krallara yaraşır ya da kolay yolunu, Hatha ise daha zorlu yolu imler. Her iki sistemin de temelleri Veda'lar ve Upanişad'lar üzerinde yükselir; ana pratikler ve disiplinler her ikisinde de ortaktır.
Hatha yogada soluk alıp verme alıştırmaları zorludur. Bu çalışmalarda, soluk alıp vermeyi geçici olarak durdurmak için akciğerlerden hava çıkmasını ya da akciğerlere hava girmesini önlemek üzere çene, diyafram, dil ve bedenin başka parçaları kimi olağandışı pozisyonlara sokulur. Bunun sinir sisteminde ve beyinde ağır etkileri olabilir ve kuşkusuz böyle bir disiplin birçok tehlike içerebilir.
Hindistan'da bile, ancak ölümle yüzyüze gelmeye hazır olanlar Hatha yoganın aşırı uçtaki disiplinlerine girmeyi göze alırlar.
Bu biçimlerdeki yoganın, kendini gerçekleştirmek için biricik yol olduğu bir an için bile düşünülmemelidir. Tersine, dünyadaki en eski yazılı dinsel metinler olan Vedalar'da yogadan pek söz edilmez.
Hindistan'daki tüm felsefi dizgelerin ve tinsel düşüncenin temel kaynağı olan Upanişadlar'da bile, daha eski olanların ancak ikisinde ya da üçünde yogaya kısaca değinilmiştir. Hindistan'ın en popüler kutsal metni--Bhagavad Gita--ve en büyük tinsel öğretmenlerden kimileri, hedefe erişmek için başka disiplinleri önerirler. Bunlar: nishkama karma (Tanrıya benlikten uzak hizmet); bhakti (tanrısal güce adanma tutumu); jnana (hakiki olanın sahte olandan ayırt edilmesi üzerine akıl çalışmaları); ve upasanadır (dünyadaki neredeyse tüm büyük dinlerde buyurulan tapınma ve öteki dinsel disiplin biçimleri).
Bununla birlikte, yoganın kendine özgü bir değeri ve önemi vardır. Yoğun bir eğitim eşliğinde, bir dizi disiplini, bir yaşam süresi içinde tinsel aydınlanmayı olanaklı kılma amacıyla birleştirir. Hindistan'da, insan ruhunun art arda doğumlar ve ölümler yaşadığı, önceki yaşamlarda yapılanların meyvesini toplamak için bu olaylar ve üzüntüler dünyasına tekrar tekrar gelindiği söylenir. Kişi dinsel disiplin pratiğiyle neden ve etki zincirini kırıp, her-şeye-yayılan, her-şeyi-bilen Evrenin İlk Nedeni ile en son birlik haline erişinceye kadar, bu döngü sürer.
Raja yoga üzerine en güvenilir kabul edilen kitap, Patanjali'nin ikibin yıldan daha uzun süredir yüksek saygı gören yapıtı Yoga Sutraları'dır. Hatha yoga konusunda ise Hatha Yoga Pradipika, Siva Samhita ve Tantralara dayanan başka kitaplar yetke kabul edilir. Tantrik felsefe ve tantrik tapınma çeşitleri üzerine yüzlerce kitap vardır.
Patanjali tarafından anlatılan yoga, sekiz adım ya da parçadan oluşur ve bu nedenle Ashtanga yoga diye bilinir--yani sekiz kollu yoga. Hatha yoganın da aynı sekiz bölümü vardır, ayrıntılarda küçük farklılıklar gösterir.
Yoganın sekiz kolu şunlardır: yama, her tür kötü düşünce ve eylemden geri durma anlamına gelir; niyama, saflık, ağırbaşlılık, hoşnutluk, kutsal metin incelemesi, Tanrıya adanma gibi günlük dinsel pratikler anlamına gelir. Üçüncüsü asana'dır, duruş ya da bir başka deyişle, yoga pratiği için en sağlıklı ve elverişli oturma biçimi demektir. Dördüncü kol pranayama'dır, soluğun düzenlenmesi ve denetlenmesi anlamındadır. Beşincisi pratyahara, zihnin denetimi altına getirilmesi için duyulara boyun eğdirilmesidir, ki konsantrasyon için zorunlu bir hazırlıktır. Altıncısı dharana olarak bilinir ve zihnin konsantrasyonudur. Yedincisi dhayana'dır, belli bir süre kesintisiz konsantrasyon ya da derin tefekkür demektir. Sekizincisi samadhi'dir, içsel gerçekliğe ilişkin esrimeli ya da kendinden geçmiş tefekkür halidir.
Böylece, yoganın kimi zaman sanıldığından daha kapsamlı ve karmaşık olduğu görülecektir. Yoga, meditasyon yaparken bedeni sağlam ve düz tutma yönteminden başka bir şey olmayan asana ya da duruş değildir. Çeşitli asanaların uygulanması sağlık için bir alıştırmadır ve çeşitli asanaları etkili biçimde uygulayan bir kişinin yoga yaptığını söylemek yanlıştır. Söylenecek doğru şey, kişinin bedenini sağlıklı ve esnek tutmak için bu alıştırmaları yaptığıdır.
Hatha yoga üzerine yazılmış kitaplarda böyle büyük bir asana çeşitliliğini şart koşmanın nedeni, acemilerin yoğun konsantrasyon sırasında saatlerce oturmak zorunda olmalarıdır. Kimi alıştırmalar bedeni uygun bir biçimde tutmak için zorunludur. Raja yoga üzerine yazılmış kitaplar, bir asana seçmeyi genellikle öğrenciye bırakırlar. En çok seçilenler padamasana ve siddhasana'dır.
Tek başına konsantrasyon, hatta asana ve pranayama ile güçlendirilmiş konsantrasyon bile yoga değildir. Hindistan'da, seksen dört asana'nın tümünü yetkinlikle yerine getirebilen ve bunu tüm yaşamları boyunca sürdürebilen, ama aydınlanmaya hiçbir zaman ulaşamayan çileciler vardır. Soluk almayı günlerce durdurabilen çileciler de vardır, o kadar ki toprak altına gömülebilirler ya da günlerce ve haftalarca boğulmaksızın sıkıca kapatılıp lehimlenmiş hava geçirmez odacıklara konulabilirler. Ama böyle ağır ölçütlere karşın, çoğu kez, en küçük bir bilinç gelişmesi yaşamaksızın ya da aşkın doğaya ilişkin hiçbir içgörü kazanmaksızın, derin bir uykudan ya da baygınlıktan uyanan biri gibi uyanırlar. Buna jada-samadhi denir, anlamı bilinçsiz samadhi'dir. Kış uykusuna yatan ayı ve kurbağalarınkine benzeyen, bir tür askıya alınmış canlılık durumudur.
Hindistan'da, günde yirmi dört saat meditasyon duruşlarına göre oturan çileciler de vardır. Dik otururken uyurlar ve birkaç saat sonra uyandıklarında meditasyonlarını sürdürürler. Yalın bir yaşam sürerler, tüm zamanlarını meditasyonla ya da guruları tarafından buyrulan mantraları ezberden okumakla geçirirler. İnsanlara özgü bilinç düzeyinin üstüne hiç çıkmaksızın ya da tanrısalı deneyimlemeksizin, uzun yıllar pratiklerini sürdürürler.
Hindistan'da, tinsel deneyime karşı duydukları yakıcı susuzluğu dindirmek için kendilerine aşırı boyutta işkenceler uygulayan ve hatta kendilerini sakatlamaya başvuran çileciler de vardır. Çıplak bedenleriyle çivili yataklar üzerinde yatar ya da kollarından birini körelene ve bir kütük gibi duyarsızlaşana dek sürekli olarak yukarıda tutarlar. Kimileri ağaçlara başaşağı asılır, yanan bir ateşten çıkan keskin dumanları solur, kimileri de günlerce ve haftalarca tek bacakları üstünde durur. Dahası, görme yeteneklerini yitirinceye dek, parlayan güneşe gözlerini ayırmadan bakanlar bile vardır.
Hindistan'da, kenevirden elde edilen karışımları (haşhaş ve marihuana) aşırı dozlarda çeken ya da yiyen çileciler de vardır, bunlar çoğu kez gece gündüz uyuşturucunun etkisi altında kalırlar. Bu pratikler Hindistan'da tek bir aydınlanmış tin üretmeksizin yüzyıllardır rağbet görmektedir. Uyuşturucu alan münzevilerin sayısı yüzbinleri bulur ve bunlar hem kendileri hem de başkaları için birer mutsuzluk kaynağıdır. Sanrıya neden olan ve sarhoş eden uyuşturucular, Tanrısalı gerçekleştirme yolunda yardımcı değil, aşılmaz birer engeldir.
"Yoga" sözcüğünün birleştirmek ya da kavuşturmak anlamına gelen Sanskritçe yuj kökünden türemiş olması ilginçtir. Dolayısıyla yoga, bireysel ruhun evrensel tin ya da bilinçle birleşmesini imler. Tüm otoritelere göre, tanrısalla en son birlik durumunun başarılması aşırı derecede zordur. "Birçok doğumdan sonra," der Bhagavad Gita, "ayrım yapan arayıcı bana erişir, tüm bunların (yaratılanların) Rab (Lord) olduğunu söyler. Böyle büyük bir ruhu bulmak zordur." Tantralara göre, Hatha yogayı seçen binlerce kişiden ancak biri başarılı olur.
Bu ulaşılması zor "birliği" daha yakından inceleyelim. Batıda yoganın meditasyon tekniklerini uygulayan milyonlarca kişiden kaçı gelişmiş bir bilince erişmiştir? Kaçı çok eski zamanlardan bu yana bu kutsal girişimin başarısıyla ilişkili sayılan daha yüksek bilgeliğin sonsuz mutluluğu ve kendiliğinden akış halini kazanmıştır? Kaçı başka arayıcıları esinlendirebilmek ve yolda onlara kılavuzluk edebilmek adına, aşkınsal olana bir anlık bakış sağlayacak kendi tinsel deneyimlerini yayımlamıştır?
Hindistan'da, son yüz yıl süresince aydınlanmış insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Eski zamanlarda tinsel aydınlanmanın ilk sınamasıydı. Upanişadlar'ın ünlü kahinleri--hatta Buda da--kendi deneyimlerinin gerçekliği için kanıtlar göstermek zorundaydılar.
Öyleyse yoganın ereği, adanmışın imanı ve inancı ölçüsünce, Tanrı, Brahman, Christ ve Krişna gibi tinsel varlıklar, Evrensel Bilinç, Atman ya da Tanrısallık . . . ile birlik haline erişmektir.
Aziz Pavlus, Assisili Aziz Francis, Azize Teresa, Areopagus üyesi Dionysius, Sienalı Azize Catherine, Suso gibi Hıristiyan mistiklerin kayda geçirilmiş deneyimlerinden; aralarında Şems-i Tebrizi, Rumi, Ebu Yezid, el-Nuri ve el-Cüneyd'in de bulunduğu Sufi ustalardan; ve Kabir, Guru Nank, Shankaracharya, Ramakrishna, Ramana Maharshi gibi yoga ustalarının deneyimlerinden anlıyoruz ki, temel özellikleri açısından deneyim aynıdır.
Esrime ya da kendinden geçme sırasında bilinç dönüşür ve yogi, sufi ya da mistik, kendini karşı konulamaz bir Huzur ile doğrudan ilişki içinde bulur. Bu sıcak, canlı, bilinçli Huzur, her yere yayılır ve adanmışın bütün zihnini ve düşüncesini kaplar; kişi tefekkürde yitmiş ve dünyadan bütünüyle habersiz duruma gelir.
Mistik deneyim bir kurtarıcınınki, bir peygamberinki gibi tanrısallaşmış bir kişilik ya da bedenlenmede, bir shunya, yani boşlukta, adanmışın zihninde bulunan Tanrı imgesinde ya da sonu olmayan bir varlık dünyasında sonsuz uzamın verdiği bir okyanus duygusunda merkezleşebilir. Mistik deneyimde önemli olan yalnızca görünün ortaya çıkması değildir. Yarı uyanık koşullarda ve histeride, hipnozda, delilikte, uyuşturucuların ve sarhoş edici maddelerin etkisi altında da gözler önüne görüntüler gelebilir.
Dünya üzerinde bilinen her şeyi aşan bir görünün uyandırdığı huşu ve hayret duygusu, görünün doğasında vardır. Kişinin varlığının genişlemesi, o yüksek kişilik ya da Huzur ile sonsuz birlik duyusu, karşı konulmaz sevgi, bağlılık ve teslimiyet duyguları deneyimin belirtileridir ve bu dünyaya ait olmayan bir varlık haliyle canlı ilişki kurmak deneyimi son derece önemli kılar.
(...)
K R İ Y A
Yoga çalışmalarında kullanılan ve genel anlamda temizlik olarak adlandırabilecegimiz çalışmalara kısaca bir göz atalım.
Hatha - Yoga - Pradipika' da anlatılış şekilleri ile Kriya bahsine burada deginmek istemiyorum, çünki o çalışmalar bana göre temizlikden çok bedensel bir arımışlıgın gerçekleştirilmesi için ( Shatkarmas ) uygulanan yöntemler olmaktadır. Benim burada anlatacaklarım günümüzde daha uygulanır şekilde başlıkları kendime göre yorumlamak olacak.
DHAUTİ ;;; Agızın temizligi olarak adlandırabiliriz, dilin ve dişlerin parmakla ovulması şeklindede özetleyebiliriz. Günümüzde bu işlevi parmaklara bile gerek kalmadan diş fırçaları kullanarak yerine getirebiliriz.
NETİ ;;; Burun kanallarının ve midenin temizlenmesi olarak tarif edebiliriz.
Burun kanallarının temizliginde " bi karbonat " ilave edilmiş su ile burun kanalları yıkanabilir yada daha pratik olarak " serum fizyolojik " damlatılarak burun kanalları açılabilir. Önemli olan çalışmalar sırasında burun kanallarının tamamen açık olması ve her iki burun kanalındanda eşit olarak nefes alıp vermenin saglanabilmesidir.
Midenin temizlenmesi için daha evvelde söyledigimiz gibi sadece su, limon suyu yada greyfurt suyu içilerek haftada bir gün katı yiyecekler yenilmeden oruç tutulmasıdır.
BHASTHİ ;;; Barsakların boşaltılarak temizlenmesidir. Düzgün dışkılama alışkanlıgı olmayanlar ilk zamanlar müshil etkisi yapan ilaçlar kullanabilirler, el ile karına küçük vuruşlar yapılabilir yada meditasyon yöntemi kullanılabilir. İlerleyen çalışmalarda ise düzgün bir dışkılama alışkanlıgı çogu zaman elde edilebilmektedir.
NAULİ ;;; Hatha - Yoga - Pradipika' da karının çalkalanması olarak tarif edilmiş olsada bana göre karın ve anüs adelelerinin güçlendirilmesi için yapılan çalışmadır, bunun içinde bu adelelerin gerilip gevşetilmesi gerekir. Bu çalışma için oturdugumuz yada ayakta durdugumuz her an vücudumuzun alt kısmını gerip gevşetmemiz yeterli olacakdır. İlk zamanlar karın adeleleri ile anüs adelelerinin birlikde hareket ettikleri gözlemlenir, çalışma ilerledikce ayrı ayrı kasılıp gevşetilebildikleri anlaşılacakdır.
Bu iki adele kümesini güçlenmesi daha sonra çalışılacak olan Kundalini ve Bandha denemelerinde kullanılacak oldugu için önemlidir.
TRATAKA ;;; Göz kaslarının kuvvetlendirilmesi için uygulanan çalışmalardır. Bu çalışmalarda gözler bir noktaya odaklanarak konsantrasyon bozulmadan, gözler kırpılmadan bakma denemeleri yapılır, bakma süresi gözlerin yaşarması ile sınırlı olabilir.
Gözlerin yaşarması göz kanallarının ve gözlerin temizlenmesi olarak yorumlanmaktadır. Aştanga - Yoga' nın Dhrana yani konsantrasyonun geliştirilmesi çalışmaları arasında yer alan Trataka denemeleride dikkatin bir noktada toplanabilmesi ve uzun süre bu noktada tutulabilmesi çalışmalarıdır.
KAPALABHATİ ;;; Hatha - Yoga' nın çalışmaları arasında yer alan basit nefes çalışmalarıdır kişinin daha sonraki nefes çalışmalarına, Kumbhaka ve Aşthanga - Yoga' nın Pranamaya çalışmalarına hazırlık olarak kabul edilir. Aynı zamanda nefes alıp verilmesinin ögrenilmesi, akciger kapasitesinin artırılması, akcigerlerin temizlenmesi ve nefese hükmedebilmek için uygulanmaktadırlar.
GÜÇ NEDİR ?
Şimdi, Yoga felsefesine göre güç nedir ? sorusuna yanıt getirmeye çalışalım.
Yoga' nın düşünce sistemine göre güç kavramı genelde bizim algıladıgımızın dışında düşünülmektedir.
Yoga' ya göre adele gücü, bir güç olarak kabul edilmez, zihinsel güç önemlidir fakat zirveye oturtulmaz, ulaşılması istenilen ve arzu edilen güç, kişinin tüm yönleri ile kendisine hakim olması ve kendisini kontrol edebilmesidir.
Bu geçekleştigi zaman istenilen ve arzulanan pekçok güç kendiliginden gelecektir,kişiyi esir eden ve güçsüz bırakan istek ve arzular önemlerini yitirip manasız ve anlamsız hüviyetlere bürünecekler dolayısı ile kişinin yaşamında özlenen ve istenilen olmakdan çıkacaklardır.
Kişinin kendisine hakimiyeti ne kadar gelişirse, sahip oldugu güçde o kadar artacakdır ve bu hakimiyet onu aradıgı huzura, sakinlige ve mutluluga ulaştıracakdır.
Bu gücü elde edebilmek ve artırmak için Yoga felsefe sistemi iki ayrı yol önermektedir. Bu iki yolun ortak özelligi kişinin kararlı, istekli ve inançlı olarak yılmadan yoluna devam etmesi, elinden gelen tüm çabayı ortaya koymasıdır.Birinci Yol ;; Kişinin önce bedenini kontrol altına almasını saglık verir, bunun yoluda usulüne uygun olarak Asana çalışmalarının yapılması, bedenin tanınması ve disiplin altına alımasıdır, daha sonra duyular ve duygular en sonrada akıl sakinleşerek kontrol altına girer der
Birinci yolda bedenimizi kontrol altına alınarak istedigimiz gibi yönetebilmemiz için önce onu tanımamız gerekir. Yoga' nın felsefe sitemine göre beden dedigimizde sadece " Rupa " olarak anılan kaba fiziksel bedenimiz anlaşılmaz, " Pancha Koşa " adı ile anılan beş bedenimizin varlıgından bahsedilir. Bu beş bedenimiz tanınmalı ve aşılmalıdır. Şimdi bu beş bedenimizden bahsedelim.
ANNAMAYA KOŞA ;;; Fiziksel bedenimizdir. Fiziksel beden dedigimizde etimizden kemigimize, salgı bezlerimizden vücut fonksiyonlarımıza kadar tüm bedenimiz anlaşılmalıdır.
Bu beden bize, bu yaşamımızda geçici olarak verilmiş bir armagandır. Hiçbir kalıcılıgı yoktur, dogacak, büyüyecek, yaşlanacak, ölecek ve yok olacakdır. İçsel çalışmalarda ilerlenildigi zaman fizik bedenimizin bizim için sadece bir taşıyıcı oldugu ve önemsizligi ortaya çıkar, amaç degil araç oldugu anlaşılır. Yine de fiziksel bedenimizden uzun yıllar faydalanabilmemiz için onu en iyi şekilde korumamız, egitmemiz ve en dogru şekilde kullanmamız gerektigi ortadadır.
Fiziksel bedenimizin bize verdikleri ve bizden istedikleri amaç olmamalıdır.
MANOMAYA KOŞA ;;; Akılsal bedenimizdir. Düşündügümüz, fikirler ürettigimiz, " Sanna " olarak anılan beş duyu organımızdan gelen uyarıları degerlendirdigimiz her an, bu bedenimizle ilişki içindeyiz demektir.
" Manas " olarak adlandırılan aklımızı aktif hale getiren, beş duyu organımızdan Manomaya Koşa' ya ulaşan algılamalardır. Biz bu duyu algılamalarımızdan birini kaybettigimizde eksik kalırız, tümünü kaybettigimizde ise algılamalarımız sonlanır ve herşeyden habersiz oluruz. O halde şöyle diyebilirmiyiz, biz Sanna' nın (duyularımızın ) esiriyiz.
Duyu organlarımızda objeler, nesneler tarafından üretilen ya da yansıtılan enerjiler, ses, koku, ışık gibi algılıyabildigimiz titreşimlerle farkındalıga ulaşırlar.
Farkındalık yoksa yanılgı vardır. Örnegin karanlıkda odanın ortasında bulunan sandalyeye çarpmak nesnenin ışık yansıtmadıgı için fark edilmemesi önce duyularımızın, sorada akılsal bedenimizin yanılgısıdır.
Manomaya Koşa, yani akılsal bedenimiz bir noktada fiziksel bedenimizin destekleyicisidir ve yöneticisidir ama fiziksel bedenimizin algılarına, beş duyu organımızın yanılgılarına tamamen açıkdır. Biz Yoga yolunda yanılgılar içine düşebilen akılsal bedenimizide aşmak zorunda oldugumuzu anlarız.
Buraya şunuda ilave etmenin faydalı olacagını sanıyorum.
Bizler beş duyu organımızın algıladıklarını bilebiliyoruz, oysa Yoga' nın bir amacıda içsel farkındalıgımızın artırılması, bu şekilde şuurumuzun açılması, bunun yanındada duyu organlarımızın kapasitesini artırmak, sezgi kabiliyetimizi ortaya çıkarmakdır.
Hatta bir adım daha ileriye gidersek duyu organlarımızın algıladıklarının herşey olmadıgı anlaşılır ve bu noktaya gelindiginde makrokozmosun yani evrenin saf bilgisi ortaya çıkar.
VİJNANAMAYA KOŞA ;;; Zihinsel bedenimizdir. Akılsal bedenimizin ortaya koydugu düşünceler içinden yararlı, yararsız, dogru, yanlış gibi ayırımlar yapan, en dogruyu seçmeye çalışan bu bedenimizdir.
Zihin " Buddhi ", aklımız " Manas " ile bir olarak bizi yanılgılara sürükleyen ve esir eden Ahamkara olarak adlandırılan egolar ile ben duygusunu ön plana çıkartır. Zihinsel bedenimiz sürekli olarak Ahamkara' nın tesiri altındadır, onun isteklerine baglı kalarak kararlar verir, bu kararlarda " Dukha " olarak adlandırılan acıların, ıstırapların ve bizleri karamsarlıga sürükleyen herşeyin ortaya çıkmasına neden olur.
O halde zihinsel bedenimizde tanınmalı, arıtılmalı ve aşılmalıdır.
ANANDAMAYA KOŞA ;;; Mutluluk bedenimizdir. Fiziksel bedenimizin istedigi, akılsal bedenimizin önerdigi, zihinsel bedenimizin kabul ettigi herşey bize mutluluk verir. Ama dikkat edilmesi gerekir, her mutluluk ahamkara' nın etkisinde olmasa bile özlemleri dogurur, özlemler isteklerin başlangıcıdır, isteklerde ıstırabın ( dukka ) yaratıcısıdır.
PRANAMAYA KOŞA ;;; Enerji bedenimizdir. Yapacagımız çalışmalarla his edilebilir ve tanınabilir hale gelecekdir.
Zihinsel olarak vücudumuz içinde yer aldıgı düşünülen " Nadi " adı ile anılan enerji kanalları, " Chakra " adı ile anılan enerji merkezleri bu bedenimizi meydana getirmektedir. Uygun çalışmalarla enerji bedenimizde ortaya çıkan " Aura " olarak adlandırılan bedenin etrafına yayılan enerji karşımızdaki hassas kişiler tarafından his edilebilmektedir.
Pranamaya Koşa' nın farkına varılması, uygun olarak enerjisinin yükseltilmesi bizi hem bedensel, hemde zihinsel olarak saglıklı kılacakdır. Oysa tüm bunlar fiziksel beden için gerekli olan geçici algılardır, kalıcılıkları yoktur, o halde bunlarda aşılmalıdırki ruhumuz, benligimiz, özümüz hür kalabilsin.İkinci Yol ;; İlk önce aklın sakinlige ulaşmasını önerir. Aklın sakinlige kavuşması ve denetim altına alınması ile istenmeyen duygular ve davranışların kaybolacagını, aklın sakinliginin ve dengesinin düşüncelerimize, davranışlarımıza, bedenimize bundan sonrada tüm yaşantımıza yayılacagını söyler. Bunun yoluda yogunlaşma çalışmaları ( Dharana ) ve meditasyon çalışmaları ( Dhyana ) olarak gösterilir.
Aklımızı kontrol altına alabilmemiz için onunda beş özelligini tanımamız ve aşmamız gerekmektedir.
CHİTTA ;;; İçsel fonksiyonumuz olan şuuraltı, Chitta olarak adlandırılmaktadır ve kısaca söylersek zihinsel faliyetlerimizin depolanıp birleştirilmesinden oluşmuştur.
Bunun " Antahkarana " olarak anılan beş alt başlıgı bizim tüm yaşantımıza ve davranışlarımıza hükmetmektedir. Şimdi bunları sayalım.
Smriti ...... Hafıza
Pramana.... Dogru bilgi
Viparyaya.. Yanlış algılama
Nidra ........ Uyku
Vikalpa ..... Şüphe
Bu alt başlıklara baktıgımızda içsel fonksiyonlarımızın bunların dışında başka birşey üretmedigi sanısına kapılınabilir, oysa üretilen tüm düşünce formlarının bu alt başlıklardan birisinin içinde degerlendirilebilecegi düşünülmektedir.
Dogru olarak yönlendirilebildigi takdirde bu içsel fonksiyonlarımız tüm yaşantımıza özledigimiz sakinligi ve huzuru verebilecekdir, yinede aklımızı tam olarak kontrol altına alabilmek için şuuraltımızın depolarını açmak, burada sıkışmış korkularımız, özlemlerimiz, duygularımız ve düşüncelerimizle yüzleşmek ve şuuraltının bu fonksiyonlarınında aşılması gerekmektedir.
MANAS ;;; Akıl ve onun ürettigi düşüncelerimizdir. Çok basit olarak söyleyecek olursak Manas, egomuzun ve toplumun yargılarının ortaya koydugu kurallara baglı olarak işlevini sürdürür.
Toplumun kurallarıda genelde çıkarımcı düşüncelerden meydana gelmiştir, ancak saf sezgimiz bize çıkarımcı düşüncelerin ardındaki gerçekleri gösterebilir.
PRAGYA ;;; Saf sezgilerimizdir, içsel sesimizdir ve biz şimdilik dahi olsa sezgilerimizin kuvvetlenip aklımızın önüne geçmesine müsade etmeliyiz. Bu, onun bize aklımızdan daha dogru olan yolu göstermesine müsade etmemiz anlamın gelir. Buna kalbimizin sesini dinlemekde diyebiliriz.
Sezgilerimizin öne geçmesindeki büyük tehlike ise Ahamkara' nın yani egolarımızın, ben ve bencil düşüncelerimizin etkisi altında kalmış olmasıdır, O halde bize Ahamkara' dan temizlenmiş kuvvetli bir sezgi gücü gerekir.
Bırakalım şimdilik saf sezgimiz bizim düşüncelerimizi yönlendirsin, biz saf sezgimiz ile egomuzun ve aklımızın etkisinde olan düşüncelerimizin ortaya koyduklarını birbirinden ayırt etmeyi ögrenelim.
BUDDHİ ;;; Zihnimiz, zihinsel aktivitemizdir, Daha evvel Vijnanamaya Koşa bahsinde söyledigimiz gibi bize olaylar hakkında degişik çözümler öneren zihnimizdir.
Zihnimiz her zaman dugruyu söyleyip bizi en iyi yolamı götürür ?...
Hayır.... Arındırılmamış ise " Ben " duygusunun esiri olacakdır, duyu organlarımızdan gelen uyarıların etkisinde kalacakdır ve güvenilir olmadıgı ortaya çıkacakdır. O halde zihnimizde aşılması gereken bir engeldir.
AHAMKARA ;;; Kelime anlamı olarak " aham " ben ve " kara " oluşan, ortaya çıkan demektir, ahamkara' da ( benin oluşması ) olarak algılanabilir. Çok kısa söyleyecek olursak bu egomuzdur ve en büyük düşmanlarımızdan birisi olarak karşımıza çıkar.
Doymak bilmez isteklerin, ikilemlerle dolu bir yaşamın yaratıcısı ve bu isteklerin uygulanması için diger bedenlerin etkileyicisidir. Mutsuzlugumuzun, huzursuzlugumuzun nedenidir. En ummadıgımız yerde, en ummadıgımız şekilde, en ummadıgımız zamanda karşımıza çıkmakta, sezgilerimizin, algılarımızın önüne geçmekte, kendi dogrularını ön planda tutmakda, adeta kişiyi esir almaktadır ve Yoga yolunda ilerleyebilmek için mutlaka ortadan kaldırılması gereken bir engeldir.
Tüm bu anlattıklarımız kişinin önüne çıkan ve Yoga çalışmalarında geçilmesi öngörülen engellerdir, bu engeller aşılmadıkca sakin ve huzurlu bir yaşama ulaşabilmek mümkün görülmemektedir. Bunlar yenildikce, yada bunlardan birkaçı yenildikce, digerlerininde yaşamımız üzerindeki etkilerinin kayboldukları, en azından kuvvetlerinin zayıfladıgı görülecekdir ve böylece biz en büyük güce, dogrunun ve yanlışın çıblak gözle görüldügü, aşırı istek ve arzularımızın kayboldugu, toleransımızın genişledigi dünya görüşümüzün,hayat felsefemizin degiştigi bir noktaya geldigimizi kendimize tüm yönleri ile hakim olma gücüne eriştigimizi görürüz.
NEFES TEKNİKLERİ, SAYMA SİSTEMLERİ VE SES VİBRASYONLARI NEDİR? NASIL UYGULANIR?
Yoga uygulamalarında çeşitli yoga ekollerinde değişik nefes teknikleri uygulamaları oluşturulmuştur. Genellikle üç aşamalı nefes alıp verme işlemini gerçekleştirmek için yogiler zamanlama konusuna özen gösterirler. Fiziksel bir rahatsızlığı gidermekle, ruhsal bir gelişimi hedefleyen nefes zamanlaması ritimleri aynı değildir.
Örneğin HATHA yoga’da nefes alma ve verme süresi eşit zamanlıdır,ama nefesi tutarak hapsetmek bu zamanlamanın yarısı kadardır. İki ölçü zamanlamada nefes alamada bir ölçü nefesi tutacak, yine ikiölçüde nefesi verecektir. Yani oran 2_1_2 dir.
Raja yogada ise durum daha farklıdır. Kalbin atışları ölçü alınarak çalışmanın düzeni belirlenir. Örneğin bir kalp atışına bir nefes alınmasını eşitlersek, o zaman nefesin tutulması iki kalp atışı, nefesin verilmesi dört kalp atışı zamanlamasına eşit gelmelidir. Bu
oran 1_2_4 şeklinde açılım kazanır.
Raja yoga ve İNTEGRAL yoga için ise bir başka çalışma şeklide; 15_ 60_ 30 saniyelerde nefes almak, tutmak ve vermek zamanlaması ile yapılandır. Yâda 5 al 5 tut 5 ver şeklinde yapılır. Ve beş sayısı temel alınarak birer, birer alışkanlık rahat ilerleyene kadar sayı arttırılır. Bu uygulama yapılırken sırtta titreme ve vücutta terleme görülebilir.
Bu çalışmaların ulaşacağı son nokta, ancak uzmanlaşmış yogileretavsiye edilir ve çalışmanın başarı ile uygulanabilmesi durumunda levitasyona ( yer çekiminin etkisinden kurtulmak )(asla uçmak demek değildir bu anlatılan) ve ebedi mutluluğa taşıyacağı var sayılır. Bu çalışmada yirmi saniyede alınan nefesi tutmak ( nefes tutmaya: KUMBAKHA denir) için, seksen saniye ve vermek için kırk saniye zamanlaması uygulanır.
Yeni başlayanlara tedbirli ve dikkatli olmaları şartı ile tavsiye edilen; dört saniyede nefes almak, on altı saniyede nefes tutmak ve sekiz saniyede nefesi vermek şeklinde düzenlenmelidir. Bir başka öğretide 1_4_2 formülü yerine 1_2_1 formülü, ilk başlayanlar iyi birölçü olarak kabul edilir.
Bunların dışında bir hece ya da seslik ile sabitlenen, mantra dediğimiz kelimenin tekrarı ile oluşturulan çalışma teknikleri vardır. Kutsal kelimeler olarak tarif edilen mantralar, gırtlak, damak, dil ve dudakların aldığı şekil nedeni ile nefesin verilip havayı titreştirme sırasında yüksek bir enerjinin oluşmasını sağlarlar. Bunlar; İNTEGRAL YOGADA (A)( U )(M) VEYA AUM veya sadece (ommmm) ,(mmmmmm) vs... gibi kelimelerdir.
Bu teknikte nefes alıp verme esnasında sayı saymak yerine kutsal olarak kabul ettiğiniz kelimenin tekrarı ölçü olarak kullanılır. Hızı kendiniz tayin edersiniz, bu içsel bir şekilde akış esnasında otomatik belirlenir. Genellikle nefes temposuna kalp atışlarının da uyum sağlandığı gözlemlenmiştir.
Büyük ihtimalle siz hızı artırdığınızda kalbinizde hızlanacak, hızı yavaşlattığınızda kalp atış hızı da yavaşlayacaktır. Mantra nefesle uygun olarak tekrarlanmaya başlandığında bütün vücut ritmi algılar, mantranın anlamı zihni kaplarken, oluşan enerjide bütün vücudu
kaplamaya başlar.
Burada nefes ve mantra bir üst bilinç seviyesine ulaşmak için araç görevi görmektedirler. Daha üst bilinç seviyelerinin hisleri iletemas edilmeye başlanıldığında; anlayışlar değişmeye, tezatlar ve kutuplaşmalar ortadan kalkmaya ve dengeye gelmeye başlarlar. Yoga zaten bir olmak ve dengede olmak ve bu şekilde hayata ayak uydurarak hayat ile birlikte akmaktır.
Bu çalışmaları yorumlarken seyirci olmak halini iyi anlamak gerekmektedir. Arzu edilen; oyuncu olmaktan, seyirci olmaya geçilmesi durumudur. Oyuncu pozisyonunda oluşan gergin ve sert yüz ifadeleri ile belirgin olan sinirli hal, seyirci pozisyonuna geçelebilindiğinde, sükûnet hali dediğimiz sessiz, sakin, gevşek ve geçirgen bir huzur hali vücudu kaplar. Ruhsal ve fiziksel iyileşmeler görülür, irade gelişir,kuvvetlenir, ses net ve yumuşak bir tını kazanarak güzelleşir. Daha yüksek seviyelere ulaşıldığında parlak bir hal alır ve tenden güzel bir koku yayıldığı algılanır.
Fiziksel bedenimizde hafifleme ve zihnimizde içsel sesler algılanmaya başlanır. Ruhsal yolda ilerleyenler bu teknikleri uyguladıkça hayatlarındaki değişime şaşırmadan yaşamlarının her geçen gün daha bir anlam katıldığını ve değişim gerçekleştiğini farkındalıkla anlarlar.
Bir Bilimsel Çalışma:
HATHA YOGANIN VE KALİSTENİK
EGZERSİZLERİN STATİK DENGE
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Spor Bilimleri Dergisi
Hacettepe J. of Sport Sciences
2003, 14 (2), 83-91
Ummuhan BAŞ ASLAN, Ayşe LİVANELİOĞLU
Hacettepe Üniversitesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu
ÖZET
Bu çalışmanın amacı sağlıklı genç yetişkinlerde Hatha yoga ve kalistenik egzersizlerin statik
denge üzerine olan etkisini incelemektir. Çalışmaya katılan yaşları 18 ile 26 arasında değişen 33sağlıklı genç yetişkin denek iki gruba ayrılmıştır. Hatha yoga eğitimi alan 10 kız ve 7 erkek (yaş ortalamaları:20.06±2.41 yıl) hatha yoga grubunu (HYG), kalistenik egzersizler uygulanan 9 kız ve 7 erkek (yaş ortalamaları:19.75±1.81 yıl) kalistenik egzersiz grubunu (KEG) oluşturmuştur. Her iki gruptaki deneklere eğitimden önce ve sonra flamingo denge testi ve gözler kapalı tek ayak üstünde durma testi yapılmıştır. Hatha yoga ve kalistenik egzersiz grubuna günde 1 saat, haftada 4 gün ve 6 hafta süreyle eğitim verilmiştir.
İstatistiksel analiz için Wilcoxon Eşleştirilmiş İki Örnek testi ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Hatha yoga grubunda eğitim sonrasında flamingo denge testi (başat ve başat olmayan tarafta p=0.00) ve gözler kapalı tek ayak üzerinde durma testi (başat ve başat olmayan tarafta p=0.00) skorlarında anlamlı bir artış bulunurken, kalistenik egzersiz grubunda flamingo denge testi (başat taraf p=0.116, başat olmayan taraf p=0.221) ve gözler kapalı tek ayak üzerinde durma testi (başat taraf p=0.011 ve başat olmayan taraf p=0.079) skorlarında anlamlı artış görülmemiştir. Eğitim öncesi ve sonrası farklar açısından gruplar karşılaştırıldığında ise flamingo denge testi (başat taraf p=0.00, başat olmayan taraf p=0.00) ve gözler kapalı tek ayak üzerinde durma testi (başat taraf p=0.001, başat olmayan taraf p=0.005) skorlarında HYG lehine istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur. Sonuç olarak sağlıklı genç yetişkinlerde hatha yoga eğitiminin statik dengeyi artırdığı görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Denge, Egzersiz, Yoga, Kalistenik, Eğitim
EFFECTS OF HATHA YOGA AND CALISTHENIC EXERCISE TRAINING
ON STATIC BALANCE
ABSTRACT
The aim of this study was to investigate the effects of hatha yoga (HY) training and calisthenic exercises on static balance in healthy young adults. Thirty three sedentary, healthy, young adult volunteers were attended to the study. They were divided into two groups. 10 female and 7 male (mean aged:20.06±2.41 years) subjects were trained with HY and 9 female and 7 male (mean aged:19.75±1.81 years ) subjects were trained with calisthenics. All the subjects were assessed with flamingo balance test and one-leg balance test with eyes closed before and after training program.
Both training programs were applied for six weeks, four days a week with one hour of duration.Wilcoxon Paired Two Sample test and Mann-Whitney U test were used to for statistical analysis. There were no significant increases in values of flamingo balance test at dominant (p=0.116) and nondominant (p=0.221) side in calisthenic exercise group, while a significant increase were seen in HYG (at both sides p=0.00). There were no significant increases in values of one-leg balance test with eyes closed at dominant (p=0.011) and nondominant (p=0.079) side in calisthenic exercise group, while a significant increase were seen in HYG (at both sides p=0.00). When the groups compared flamingo balance test (at both sides p=0.00) and one-leg balance test with eyes closed (dominant and nondominant side of p values respectively 0.001, 0.005) in HY group were significantly higher. In conclusion, HY exercises have positive effects on static balance in healthy young adults.
Keywords: Balance, Exercise, Yoga, Calisthenic, Training
Copyright 2004 - 2023, www.jinekolognet.com