Doğum fizyolojik bir olaydır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde doğum sırasında anne adayına yardımcı olmak için farklı alternatifler sunulmaktadır.
Farklı uygulamalardaki ana amaç anne adayının doğum eylemi sırasında kendini daha rahat hissetmesini sağlamaktır.
Alternatif Doğum Yöntemleri:
Neden alternatif doğum anlayışına gerek var?
Sezaryen Oranları:
Maternal ve perinatal mortalite ve morbiditeyi en aza indiren, kabul edilebilir sezaryen oranı WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından % 15 olarak belirlenmiştir (1985).
Sezaryen son yüzyılda en sık uygulanan cerrahi prosedür haline gelmiştir. USA’da sezaryen oranı % 22-23’dür.
Ülkemizde tam bilinmemekle birlikte sezaryen oranı % 50’lerdedir. Bu artışta hem gelişen cerrahi ve teknolojik yöntemler nedeniyle operasyonun riskinin azalması rol oynamakta hem de elektif sezaryen kavramının artık çiftler ve doktorlar tarafından yaygın olarak kabul görmesi neden olmaktadır.
Doğumda Ağrı Azaltıcı Yöntemler:
Suda doğumda amaç nedir?
Su altında doğumdaki ana amaç, kişilerin streslerinin azaltılması, doğumda kullanılan ağrı kesici ilaçların azaltılması, doğumun daha hızlı, daha konforlu ve rahat bir şekilde seyretmesi ve perine-vajina kaslarının mümkün olduğunca gevşetilmesidir.
Suda doğum yaptıran hekimler; ılık suyun sakinleştirici ve ağrı giderici etkileri olduğunu ve bu etkinin gebenin kendisini daha rahat hissetmesine ve doğumun daha kolay geçmesine yardımcı olduğunu ileri sürmektedirler.
Tarihçe
Aristotle (MÖ 6.yy), suyun hayatın en önemli prensibi olduğunu ifade etmiştir. Yine eski Mısır'da seçilmiş bazı bebekler su içinde doğurtulurdu.
Bilimsel kayıtlara geçen ilk su altı doğum ise 1803 yılında Fransa'da yaşayan bir kadının, hekim yardımı olmaksızın bir tesadüf sonucu, doğumu kendi kendine gerçekleştirmesidir.
1960'lı yıllarda ilk defa eski Sovyetler Birliği'nde Igor Charkovshy bu konuda deneme çalışmalarına başlamış, Onu 1978-1985 yılları arasında Fransa'da yaşayan Dr. Michel Odent izlemiş ve su altında pek çok doğumu gerçekleştirmiştir.
Suda doğum uygulamaları daha sonraları bir ara güncellik kazansa da belirli bölgeler dışında yaygınlaşmamıştır. Günümüzde eski Sovyet Cumhuriyetleri, İngiltere ve Fransa'nın bir kısmı ile Amerika Birleşik Devletlerinde sınırlı sayıda klinik ve hastanelerde uygulanmaktadır.
1994-1996 yılları arasında İngiltere'de gerçekleşen doğumların %0.6'sı suda olmuş ve bu doğumların da %9'u evde ebe yardımı ile gerçekleşmiştir. Bu doğumlarda bebek ölüm oranı binde 1.2 olup istatistiksel olarak normal doğumdan farklı değildir.
Suda doğum nasıl gerçekleşir?
Tam teşekküllü hastanelerin bazılarında suda doğum için özel olarak hazırlanmış küvetler mevcuttur. İdeal olarak 37 santigrad dercede su içine gebe ve hekimin özel ekipmanlar ile girerek doğumun gerçekleşmesi sağlanmaktadır.
Burada suyun çok sıcak olması durumunda anne adayının kan dolaşımında değişim olabilir ve ani tansiyon düşüklüğü ile plasentaya giden kan akımlarında azalmalar yaşanabilir. Bu da hem anne adayını hem de bebeği risk altına sokabilir. Ayrıca suda uzun süre kalınması durumunda anne adayında terlemeye bağlı sıvı kaybı da görülebilir.
Suda doğumun avantajları nelerdir?
Teorik olarak en büyük avantajı; ılık suyun kasları gevşetmesi, zihinsel rahatlık sağlaması ve bu sayede plasentaya giden kan akımının artarak daha az ağrılı ve daha kısa bir doğum sürecinin yaşanmasıdır.
Diğeri ise 38 hafta boyunca suda gelişen fetüsün yine sıvı bir ortamda yaşama adım atacağı düşüncesidir.
Suda doğumdaki amaçlar nelerdir?
Amaçlar Doğum Eyleminde ve Doğum sonrasında olarak ikiye ayrılabilir:
A- Doğum Eylemindeki Amaçlar
Hidroterapinin hem hidrotermal (perinede,vajinada ve servikste rahatlama ) ve hem hidrokinetik (suyun meme başını uyarmasına bağlı olarak endojen oksitosin salınımı) etkilerini sağlamada faydası bulunmaktadır.
Aşağıdaki temel kavram dikkate alınarak tıbbi girişim için gereksinimi en aza indirmek amacıyla girişimsel olmayan bir gevşeme ve ağrıyla başa çıkabilme yöntemi sunmaktadır:
B- Doğum Sonrası Amaçlar
Suda doğum kimler için uygundur?
Kimler için uygun değildir?
Yüksek Riskli Gebelikler:
- Aşırı vajinal kanama
- Fekal materyal (koyu mekonyum vb ) tarafından kirletilmiş amniotik sıvı
- Pozitif HIV (Aids testi) durumu
- Malprezentasyon (Bebeğin kanal içine girişindeki farklılıklar)
- Koyu partiküllü mekonyum ( Perinede aspirasyonu gerektirebilecek derecede)
- İlk trimester USG ile doğrulanan gestasyon yaşının 36 haftadan küçük olması
- Cheshire Tıp Merkezi’nin veya hekimin inisiyatifinde olan herhangi bir diğer durum
Suda doğumun dezavantajları nelerdir?
Gebenin "travay" yani ağrı eylemi sırasında bebeğin NST (Eksternal tokografi) ile kalp atımlarının izlenememesi bir dezavantajdır.
Yine, bebeğin göbek kordonunun kısa olması gibi durumlarda aniden su yüzüne çıkan kordon kopabilir ve bebek kan kaybedebilir. Bu da kan transfüzyonu gereksinimini arttırabilir.
Sonuç olarak...
Konuyla ilgili yapılan ve normal doğum ile suda doğumu karşılaştıran pek çok araştırmalarda yarar veya zarar etkisi açısından her iki doğum şeklinin birbirine karşı çok üstün avantaj ya da dezavantajları bulunmamakla birlikte, suda doğum özellikle son yıllarda pek çok çift tarafından tercih edilen "alternatif bir doğum yöntemi" haline gelmiştir..
Bu konuda hekim tecrübesi, hastane koşulları ve çiftlerin görüşleri ortak olarak değerlendirilmeli ve karar bu yönde şekillendirilmelidir.
Bilimsel Yayınlar:
I. Eberhard et al. Experience of pain and analgesia with water and land births. J. Psychosom. Obstet. Gynecol. 2005.Jun; 26(2). 127-33)
II. Am J Obstet Gynecol. 2004 May;190(5):1211-5. The risks of underwater birth.
Doğum ile İlgili Diğer Linkler:
Normal Doğum >>>
Müdahaleli Doğum >>>
Sezaryen >>>
Epidural Anestezi >>>
Kordon Kanı Saklaması >>>
Doğum Çantası >>>
Doğum ile ilgili komik resimler (eğlence amaçlıdır) >>>
Copyright 2004 - 2023, www.jinekolognet.com