Seröz Kistadenom
Yumurtalığın yüzeyini oluşturan "epitel hücreleri" nden köken alan içi berrak kistlerdir. Yumurtalıkta en sık görülen tümörlerdir. %30 civarında habis bir hastalığa dönebilirler.
En sık üreme çağındaki kadınlarda görülür ve kendiliğinden kaybolmazlar. Çift taraflı olabilirler. Tek veya birden fazla sayıda olabilirler.
Büyüklükleri 5-15 cm arasında değişir. Her iki overde de olması durumunda habislik potansiyeli yüksektir. İçerisinde sıvı dışında solid (katı) yapıların da olması habis olma potansiyelini arttırır.
Oluş nedeni tam olarak bilinmeyen seröz kistadenomlara özgü bir bulgu yoktur. Genelde yakınma yaratmayıp rutin jinekolojik muayene ya da ultrasonda tesadüfen teşhis edilirler.
İçerisinde kalsifikasyon (kireçlenme) olursa röntgen filminde görülebilir. Nadiren bu hastalar, karınlarında yavaş gelişen bir şişlik nedeni ile de bir jinekoloğa müracaat edebilirler.
Tedavisi cerrahidir. Ameliyat sırasında eğer kist tek taraflı ve habis görüntüsü vermiyorsa bir yumurtalık bırakılıp tek taraflı alınabilir. Operasyon esnasında alınan kistin o anda patolojik incelemeye tabi tutularak (buna "frozen" adı verilir), sonuca göre operasyonun seyrine de karar verilebilir.
Müsinöz Kistadenom
İyi huylu yumurtalık tümörlerinin %25 kadarı "müsinöz kistadenom" lardır.
Çift taraflı olma olasılıkları seröz kistadenomlara göre daha düşüktür ve habaset (kötü huylu olma özelliği) olasılığı azdır.
Oluş mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte en çok kabul gören teori yumurtalıkların üzerini örten epitel hücrelerinin şekil değiştirerek rahim ağzının içini (serviks) döşeyen epitele dönmesi ve tıpkı rahim ağzında olduğu türde salgılamada bulunmasıdır.
Müsinöz kistadenomlar, insanda görülen en büyük kistik yapılardır. Genelde 15-30 cm boyutlarında olabilirler. Literatürde 60 cm’ye kadar büyümüş olan müsinöz kistadenomlar bulunmaktadır.
Kist genellikle içindeki ince zarlar ile pek çok odacığa bölünmüştür. Bu zarlara "septa (bölme)" ismi verilir. Kistin içerisinde berrak ancak akışkan olmayan yoğun ve sümüğümsü bir sıvı bulunur.
Bu kistler de diğer yumurtalık kistleri gibi klinik olarak genelde belirti vermezler. Adet düzensizliği yaratmazlar, ancak boyutları çok büyük olduğunda karında şişlik ve bası bulguları oluşabilir.
Sık idrara çıkma ya da kabızlık müsinöz kistadenomlarda sık rastlanılan yakınmalardır.
Çok büyük oldukları için rüptüre olma olasılıkları (patlama) yüksektir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda kist içinden yayılan sıvı karın boşluğuna yayılarak burada salgılarını sürdürür. Bu şekilde karnın içi yavaş yavaş jel gibi bir sıvı ile dolar. Biyolojik olarak habis olmamasına rağmen davranış olarak habis bir olay olan bu tabloya "pseudomiksoma peritonei" adı verilir. Bu durumda karın ağrısı, bulantı, kusma ve şiddetli karın şişliği şikayetleri olur. Sonuçta hastada beslenme bozukluğu ortaya çıkar. Kronik bir hastalıktır ve nihai tedavisi maalesef mevcut değildir.
Müsinöz kistadenomların tedavisinde tek yol cerrahidir. Üreme çağındaki kadınlarda nadiren görüldüğü için eğer tek taraflı ise sadece kistin ya da o taraftaki overin çıkartılması gerekli olurken ailesini tamamlamış ileri yaştaki kadınlarda rahim ve yumurtalıkların bir arada çıkartılması tercih edilir.
Müsinöz kistadenomlar bazan ultrasonda iyi huylu kanserojen olmayan yumurtalıklarda oluşan endometrioma (çikulata kistleri) ile karışabilirler.
Dermoid kist (=Matür Kistik Teratom, Benign Ovaryen Teratom)
20 yaşından küçük bayanlarda en sık görülen iyi huylu tümörlerdir. %10 vakada iki taraflı olabilir.
Dermoid kistler; embriyonel dönemde
meydana gelen olaylardan kaynaklanır.
Yumurtalıktaki kitlenin içinde saç, deri, diş,
kıkırdak parçaları, kemik, tiroid ve sinir
hücreleri gibi her türlü doku görülebilir.
İçerisinde yoğun olarak tiroid dokusu içermesi durumunda kişide tiroid hormonlarının aşırı salgılanması söz konusu olur. Buna "struma ovarii" adı verilir ve bu durumda kişilerde çarpıntı, sinirlilik, ateş basması gibi "hipertiroidi bulguları" ortaya çıkar.
Dermoid kistin kansere dönme olasılığı son derece düşüktür. Olguların ancak %1-2'sinde uzun dönemde kanserleşme görülebilir.
Belirti varlığında en sık karşılaşılan yakınma karın ağrısıdır. Bunun yanısıra karında şişkinlik ve anormal uterin kanama görülebilir. Daha nadir karşılaşılan yakınmalar ise idrar ya da dışkılama problemleri ile sırt ağrısıdır. Struma ovarii varlığında hipertiroidi ile ilgili yakınmalar görülür.
Dermoid kistler bazen kısırlık ve akut batın gibi şikayetlere yol açabilir. Ayrıca yumurtalık kistleri içinde en sık olarak torsiyon ve enfeksiyon komplikasyonları yapabilen türdür. Enfeksiyon durumlarında en sık olarak görülen şikayetler ateş, ağrı ve huzursuzluktur.
Basit bir direkt grafi ve ultrasonla tanısı konabilen dermoid kistlerin tedavisi cerrahi olarak çıkarılmalarıdır. Ancak dermoid kistler %4 oranında tekrarlayabilir.
Bu kistler genelde üreme çağındaki kadınlarda görüldüğünden operasyon sırasında yumurtalık dokusunun korunmasına özen gösterilmeli, yalnızca kist çıkartılmalı ve yumurtalık alınmamalıdır.
Operasyon sırasında kist rüptüre olursa karın boşluğu dikkatlice temizlenmeli, karın içinde kist içeriğine ait materyal kalmamasına büyük özen gösterilmelidir. Aksi taktirde "kimyasal peritonit" denen karın iç zarında enfeksiyon şikayeti ortaya çıkabilir.
Bu açılardan dermoid kist operasyonları özel deneyim ve dikkat gerektiren operasyonlardır.
Copyright 2004 - 2023, www.jinekolognet.com