Tubal Reanastamoz (Bağlı Tüplerin Yeniden Açılması)

Bir kadın bir sezaryen ameliyatı öncesi artık daha fazla çocuk istemi olmadığını düşünerek tüplerinin (kordonlarının) bağlanmasını hekiminden isteyebilir. Veya normal doğumlar sonrasında artık yeterince çocuk sahibi olduğunu düşünerek, kendisinin ve eşinin istemi doğrultusunda imza vererek bir hastane veya klinikte tüplerini bağlatabilir. Aynı kişi daha sonra yeniden çocuk yapmaya karar vererek tüplerinin yeniden açılması isteminde bulunabilir.

Tüpleri bağlandıktan sonra bir kişi her ne kadar geri dönüşümü olmayan bir şekilde “kısır (steril)” duruma düşse de yeniden çocuk doğurabilmek için iki alternatif vardır:
1) Tüplerin ameliyatla yeniden açılması
2) Tüp bebek (ivf) uygulaması  (Tüp bebek uygulamaları ilgili bölümde anlatılmıştır).

Tüplerin bağlanması her ne kadar geri dönüşümü olmayan bir metot olarak belirtilse de modern jinekolojik ameliyatlardan “mikrocerrahi ile tubal reanastamosis” uygulanarak günümüzde bağlanmış olan tüpler yeniden açılabilmektedir.

Kimler tüplerinin yeniden açılması için hekime gelir?
Önceden tüplerini bağlatarak daha sonra bundan pişman olup tüplerinin açılmasını isteyen çiftler kliniklerin yollarını tutmaktadır. Bu çiftler arasında bulunanlar:
I.   Yeniden evlenerek yeni evlendiği eşinden çocuk isteminde bulunan kadınlar
II.  Çocuklarından birisinin veya birden fazlasının ölümü neticesinde çocuk istemi olan çiftler
III. Hiçbir neden olmadığı halde verdiği karardan pişmanlık duyarak tekrardan kordonlarının açılmasını isteyen çiftler
IV. Doğan çocuğunda kemik iliği kanseri (lösemi) gibi bir hastalığın çıkması sonucunda doğacak kardeşten alınacak kök hücrelerin önem kazandığı kişilerdir (çok nadir bir durumdur).

Tüplerin gebe kalmada ne tür fizyolojik işlevleri vardır?

Kadınlarda her iki yumurtalıklara komşu olacak şekilde, ağız kısımları yumurtalıklara (overlere) bakan iki adet kanalcık vardır. Bu kanalcıklar bir boru şeklinde rahimin içine kadar uzanmaktadırlar. Bu kanalcıklara fallopian tüp, rahim kanalı, tuba uterina veya kısaca tüp adı verilmektedir.

Kadınlarda yumurtalıklardan atılan yumurta (ovum hücresi) tüp tarafından yakalanarak içeriye alınır. Eğer bu dönemde ilişki sonrası vajinaya boşalma (ejekulasyon) olduysa, yüzme hareketleri ile spermler tüplere ulaşarak tüp içinde bulunan yumurta hücresini döller (fertilizasyon).

Döllenme sonucu oluşan embrio (ilk gebelik hücresi) bir yandan bölünerek bir yandan rahim içi zara iner ve buraya yuvalandıktan sonra (implantasyon) bir gebelik süreci başlamış olur.

Yani tüpler, bir gebeliğin başlaması için ilk kez sperm ve yumurta hücresinin buluştuğu ve birleştiği küçük kanalcıklardır. Bu nedenle de gebeliğin oluşu için şart olan organlar arasındadır. Tüpleri kapalı veya tüpleri ameliyatla bağlanmış olan bir kişinin adet görse bile gebe kalamamasının nedeni de işte budur.

Tıbbi Terminoloji
Bilateral Tubal Sterilizasyon: Tüplerin iki taraflı bağlanması ameliyatı. Yeterince çocuk istemine sahip olan kadınlarda tüplerin iki taraflı bağlanması ve bu şekilde artık gebe kalabilirliğin (fertilite’nin) engellenmesidir. Burada bilateral iki taraflı, tubal tüplerin, sterilizasyon kısırlaştırma anlamına gelmektedir.

Tubal sterilizasyon açık ameliyat (minilaporotomi) şeklinde batına sezaryen bölgesinden yapılan bir kesiyle veya daha sıklıkla laparoskopi ile batın içine girildikten sonra tüplerin ligasyonu (bağlanması), klip konulması veya yakılarak tahrip edilmesi (tubal koterizasyon) gibi değişik yöntemlerle yapılabilir.

Tüplerin iki taraflı sterilizasyonu bir kadında adetleri ve cinsel fonksiyonları etkilemez. Dolaşımı çok bozmadıkça erken menopoza sebep olmaz. Yine bilinenin aksine kasık ağrısı gibi şikayetler de yapmaz. Çünkü tüpler yumurta ile rahim arasında bir köprü konumunda olan içinde milimetrik bir boşluk içeren küçük kanalcıklardır.

Ülkemizde tüplerin ameliyatla bağlatılması işlemi bir kadının ancak eşi ile birlikte imza karşılığı sonrasında yapılabilmektedir.

Bilateral tubal  sterilizasyon genelde;

  • 30 yaşını aşan en az 2 veya 3 çocuğu olup artık çocuk sahibi olmak istemeyen
  • İleri yaşlarda olup başka korunma yöntemlerini uygulamada zorluk çeken
  • Süregen (kronik) bir hastalığı olup gebe kalması önerilmeyen (kalp, şeker, tansiyon hastalığı gibi)
  • Gebeliğinde çok ölümcül sağlık sorunları yaşaması nedeni ile bir daha gebelik asla önerilmeyen (Ablasyo plasenta, Plasenta previa, Preeklampsi gibi)
  • Üç tane sezeryen yapmış kişilerde bir daha sezeryan yapması riskli olacağından ötürü
  • Genetik bir hastalığı olup bunu çocuklarına aktarması istenmeyen kişilerde uygun bir korunma yöntemidir.

Bilateral Tubal Reanastomoz (tubal reanastomosis): Tüplerin iki taraflı olarak yeniden açılması ameliyatıdır. Kapalı tüpler mikrocerrahi yöntemler ile günümüzde yeniden açılabilmektedir.

Tüplerin yeniden açılması ameliyatı nasıl yapılmaktadır?
Tüplerin yeniden açılması ameliyatları iki şekilde yapılabilmektedir:
I.  Laparoskopi ile
II. Mikrocerrahi ile açık ameliyat ile

Aslında her iki teknikte de yapılan iş aynıdır. Yani önce tüpün bağlı olan iki ucu bulunur, daha sonra bu uçlar kesilir ve uç uca getirilerek dikilir. Bu şekilde tubal pasaj açılmış olur. Bu ameliyat işlemi adeta iki damarın uç uca getirilerek dikilmesine benzemektedir.

Laporoskopi ile yapılan ameliyatlarda ise batın karbondioksit gazı ile şişirildikten sonra göbekten 1 cm’lik ve kasık bölgelerinden 0.5cm’lik yapılan kesilerle batın içine enstrumanlarla girilerek işlem el değmeden yapılmaktadır.

Açık ameliyatlarda ise sezaryen kesi bölgesinden yapılan 4-5 cm’lik kesiyle batına girilerek işlem yapılmaktadır. Burada yapılan ameliyat bir tür “mikrocerrahi (microsurgery)” yöntemidir.

Mikrocerrahi nedir?
Mikrocerrahi ameliyatlarında amaç dokuya en az zarar vermektir.

Yani dokuya oldukça hassas davranılır, kanayan damarlar nazik bir şekilde tutulur ve durdurulur, ameliyat sırasında bölge bol su ile bölge yıkanır, oldukça ince, alerjen olmayan dikiş iplikleri ve ince iğneler kullanılır, koterizasyon minimal şekilde uygulanır. Bu şekilde doku travması minimalize edilmiş olacaktır.

Ayrıca mikrocerrahide tüplerin iyi görülmesi amacıyla ameliyatta bir operasyon mikroskobu veya büyüteç (lup) kullanılabilir.

Her cerrah mikrocerrahi ameliyatlarını yapabilir mi?
Mikrocerrahi ameliyatları özel tecrübe ve titizlik gerektiren ameliyatlar sınıfındadır. Bu nedenle her cerrah tarafından yapılmamaktadır. Bu nedenle bu tür ameliyatlar konusunda tecrübeli cerrahların bulunması başarıyı arttırmaktadır.

Tubal reanastomoz ameliyatlarının tüp bebeğe üstünlükleri nelerdir?
Her ikisinde de amaç yeniden gebelik şansını elde etmek olmasına rağmen tüp bebek tedavilerinin reanastomoz ameliyatlarına göre bir takım dezavantajları vardır.  Bu yüzden uygun olan durumlarda mikrocerrahi ameliyatları ilk seçenek olabilir:

  • Tüp bebek tedavilerinde hastalar yüklü bir şekilde hormon almaktadırlar
  • Tüp bebek hastalarındaki toplam maliyet bu tür ameliyatlara göre 2-3 kat daha fazladır.
  • Tüp bebek işlemlerinde başarı oranları %40-50 arasında değişmektedir.  Tubal reanastomozda bu oran %60 ile %80 arasında değişmektedir.

Hangi hastalarda tüp bebek işlemleri tubal reanastomoz ameliyatlarına tercih edilmelidir?

  • Yaşı ileri olan ve tedavi için beklenilemeyecek olan hastalar
  • Tüpleri yakılarak (tubal koterizasyon) tahrip edilmiş olan hastalar
  • Eşlerinde spermler ile ilgili problemleri olan kadınlarda
  • Tüplerdeki tıkanıklık dış gebelik veya PİH (Pelvik İltihabi Hastalık) gibi durumlar sonrası ortaya çıkmış ve buna bağlı tubal hasar oluşmuşsa
  • Tüplerdeki problemler haricinde kısırlığa neden olabilecek başka nedenlerin de olması durumunda

Tüplerin açılması (tubal reanstomosis) ameliyatların başarı nedir?
Başarı oranları ameliyatı yapan merkezlere göre değişmektedir. Hera Kadın Sağlığı Merkezi olarak bu tür ameliyatları oldukça sık olarak yapmaktayız. Kliniğimizdeki hastalarımızda başarı oranlarımız  %80‘ dir.

Ayrıca tubal sterilizasyon yapıldıktan sonra geriye kalan sağlam tüplerin 4 cm’den uzun olması ameliyat başarı şansını arttırmaktadır.

Yine, tubal sterilizasyon tüplerin yakılması şeklinde yapılmışsa tüplerin reanastomoz (yeniden açılma) ameliyatındaki başarı şansı düşmektedir. Klip veya bağlama (ligasyon) yöntemi ile yapılan kısırlaştırma ameliyatlarından sonra tüplerin açılması olasılığı daha yüksektir.

Mikrocerrahi ile tüplerin açılması sonrasında;

  • Hastalarımıza bir gün süreyle hastanede yatış yapılır.
  • Ameliyat sonrası ağrılar oldukça hafiftir ve bunun basit ağrı kesici ilaçlar kullanılabilmektedir. Birkaç gün içinde ağrılar yok denecek kadar azalacaktır.
  • Ameliyattan sonraki dönemde yürüme ve merdiven çıkma ile ilgili bir kısıt yoktur.
  • İlk gün hafif sıvı gıdalarla beslenen hastalar ikinci günden itibaren normal beslenmelerine geçebilirler.
  • Ameliyattan sonra iki hafta süreyle ağır yük kaldırılmaması önerilir.
  • Tubal reanastomosis ameliyatı sonrası hastaların üç ay süreyle gebe kalmamaları ve korunmaları önerilir. Bu süre zarfında ameliyat yerleri iyileşebilecektir.
  • Ameliyat sonrası dış gebelik oranları normalden fazladır. Bu nedenle bu hastalar gebeliğin erken dönemlerinde bir ultrasona girerek gebeliklerinin rahim içinde olduğunu tespit ettirmelidirler.

Sonuç olarak; mikrocerrahi ile tubal reanastomosis, bir daha çocuk doğurma istemi olmadığından ötürü tüplerini bağlatmış ve daha sonra değişik nedenlerle karar değiştiren kadınların hamile kalabilmesi için günümüzde bir fırsat oluşturmaktadır.

Ameliyatın başarı şansını ise hastanın sağlık koşulları, geri kalan tüplerin durumu ve doktorun mikrocerrahi ile ilgili bilgi ve becerisi etkilemektedir.

 

İlgili Linkler:

Tarafımızca Uygulamalar ve İletişim  >>>
İnfertilite (kısırlık) tedavileri  >>>
Tüp bebek (ivf) tedavileri  >>>

Hera Klinik: Vajinismus Tedavi ve Genital Estetik Merkezi
0530 763 3400